SİGARA VE KANSER

Tütün , kutuplar ve Ekvator bölgeleri dışında ,dünyanın her yerinde üretilebilmekte ; bu nedenle de kolaylıkla elde edilip çeşitli biçimlerde tüketilebilmektedir. Tütünün değişik kullanılış biçimleri arasında enfiye,tütün çiğneme,nargile, pipo, puro ve sigara bulunmaktadır. Ancak ,günümüzde tütünün en yaygın tüketim biçimi sigara’dır. Özellikle ülkemizde , öteki tütün tüketimi biçimleri göz yumulabilecek düzeyde olduğundan, ‘’ tütün ’’ denildiğinde akla daha çok sigara gelmektedir.

TARİHÇE

Dumanın keyif verici olarak kullanılmasının öyküsü,tarih önceki dönemlere değin uzanmaktadır. Uygar dünyanın tütünle tanışması ise, Amerika’nın keşfiyle başlar. Oysa , yüzyıllar önce tütünü bulan Amerika anakarasının yerli halkı ,o tarihte bu keyif verici maddeyi kullanır durumdaydı.

Gemicilerin kolaylıkla alıştığı tütün, 16. Yüzyılın başlarında Avrupa’ya götürülerek orada ekilmeye başlandı. Kısa sürede tütün kullanma alışkanlığı Avrupa’ya yayıldı. Amerika yerlilerinin bu ‘’ büyük ‘’ keşfinin uygar dünyayı tutsak etmesi böyle başlamıştır.

Anadolu’ya ilk kez 17. Yüzyıl başında Avrupa’dan gelen tütün ,toplum içinde yaygın bir kullanım alanı buldu. 17. Yüzyılyın sonlarında , ülkede tütün üretimine izin verildi.

1980’lerin başında ,dünyada tütün ekili alanların toplamı 4-4,5 milyon hektara ulaşmış;toplam üretim ise 1982 yılında 6,5 milyon ton olmuştur.Yalnızca Avrupa’da üretilen miktar,760.086 tondur.

Günümüzde tütünün egemen tüketim biçimi sigaradır. 1960-1985 yıllarını kapsayan bir araştırmaya göre ,dünyada sigara tüketimi her yıl % 2.1 oranında

artmaktadır. Bu artış hızı ,dünya nüfusundaki artışın üstündedir.

Bugün bir dünya salgını (pandemi) niteliği almış olan sigara alışkanlığının yaygınlaşması , 20. Yüzyılın bir olgusudur. Sigara içenlerdeki büyük artış, II. Dünya Savaşı yıllarında gerçekleşti. Bu dönemde sigaraya başlayan insanlar,günde 30’u aşkın sigara içen koyu tiryakilerin birinci kuşağını oluşturdular. Bu kuşak , 50-60 yaşlarına geldiğinde ,akciğer kanseri ve kalp hastalıklarında patlama görüldü.

Sigaranın insan sağlığına kötü etkileri , yol açtığı hastalık ve ölümlerle ilgili veriler, 1950’lerin sonlarından başlayarak sağlık kurumlarında birikmeye başladı. Gün geçtikçe sigaranın zararlarına ilişkin yeni bilgiler sağlandı. Zamanla ,dünyanın bellibaşlı sağlık örgütlerince ; örneğin Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Uluslararası Kanser  Araştırma Kurumu (Internatıonal Agency for Research on Cancer – IARC ) ,ABD Ulusal Araştırma Konseyi <I style="mso-bidi-font-style: normal">( US Natıonal Research Council ) gibi kuruluşlarca sigara , ’’ insan karsinojeni ‘’ olarak kabul edildi.

Sigara dumanının kimyasal yapısı ,tütünün kimyasal yapısından farklıdır.Çünkü,tütünün yanmasıyla yeni bileşikler oluşur.Bu nedenle ,sigara dumanının ve işlenmiş/yanmamış tütünün kimyasal yapıları ayrı ayrı değerlendirilmektedir.

Yanmamış tütün

Yanmamış tütünde yaklaşık 2.500 kimyasal madde saptanmıştır. Yanmamış-işlenmiş tütündeki maddeler, IARC tarafından açıklanmış; bu maddeler arasında kanserojen olanlar ve bunların kanserojenlik dereceleri tanımlanmıştır (Tablo 1).

TABLO 1

Yanmamış/İşlenmiş Tütünde Bulunan Kanserle İişkili Kimyasal Maddeler

sigaratablo1

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İşlenmiş tütündeki kanserle ilişkili maddeler,sekonder aminlerdir. Bunlar,tütünün işlenmesi esnasında N- nitrozaminlere dönüşebilirler.Birçok araştırma bu işleme bağlı olarak nikotin ve başka alkaloidlerin ,kanserojen olan tütüne özgü N-nitrozaminlerin oluşumuna yol açtığını göstermiştir. Söz konusu maddeler,en çok ,dumansız sigara (tütün çiğneme) ile alınmaktadır.

Sigara Dumanının Öğeleri

Tütün yandığında ,ana akım (main stream) ve yan akım (side stream) denilen iki duman oluşur.Ana akım,sigara dumanı içe çekildiğinde ,yanan sıcak sigara bölümünde ortaya çıkar ; tütün kitlesi içinden geçerek,sigaranın ağız bölümünden dışarı çıkar.Yan akım dumanı ise ,sigara kendiliğinden yanarken havaya yayılan dumandır.

Sigara dumanı,gaz ve parçacık (partikül) olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.Doğal bir çalışma odasında 20 mg /m3 olan parçacık düzeyi,odada sigara içildiğinde 200 mg/m3’e, yoğun sigara içilmesi durumunda ise 500-1000 mg/m3’e ulaşmaktadır.

Sigara dumanı , 3.900’ün üzerinde kimyasal madde içermektedir. ‘’uluslar arası Kanser Araştıma Kurumu ‘’ (IARC) tarafından yapılan incelemeler sonucu ,kanserojen olduğu saptanan maddeler ve kanser yapıcı etkilerinin dereceleri,Tablo 2 ‘ de belirtilmiştir.

TABLO 2

Sigara Dumanındaki Kanserle İlişkili Kimyasal Maddeler

sigaratablo2

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tablodan da anlaşılacağı gibi,sigara dumanında ,insanlardaki kanserle  nedensel ilişkisi  gösterilmiş altı kimyasal madde  tanımlanmıştır. Ayrıca ,insanlar için  olası  kanserojen  altı kimyasal  madde belirlenmiştir. Kanserojenik  etkisi  insanlarda  gösterilememekle  birlikte ,deney hayvanlarında  etkileri saptanmış olanlarla ,bu sayı  60’a  ulaşmaktadır.

Sigara  dumanının  kanser dışındaki zararlı etkileri ,içerdiği  nikotin,karbonmonoksit,azotoksitler, amonyak,hidrojensiyanür ve akrolein gibi maddelere bağlıdır. Katran, ayrı bir madde değildir. Katran,sigara dumanının  özel bir filtre  üzerinde  kalan  bölümünün ,su ve nikotin dışındaki parçasıdır. Katran,binlerce kimyasal maddeden oluşan  karmaşık bir yapıdır ve bunların  çoğunun, deney hayvanlarında  kanser yaptığı  bilinmektedir (Tablo 2). Ayrıca ,katranda  bulunan kimi maddeler de  akciğerlerde  bronşiyolleri daraltarak,silyostaz gelişmesine yol açmaktadır.

Sigara ile ilgili ilk önemli çalışmaları yayınlamış olan  Doll’ un  1999’ da yayınlanan son makalesinde  sigaranın ölüm nedeni olan  40  hastalık ile pozitif  korelasyon  gösterdiği ve yıllık  ölüm riskini  her iki cinste de  iki katına  çıkardığı  ileri sürülmüştür. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)  verilerine göre  ise her yıl  yaklaşık  3 milyon insan sigaraya  bağlı hastalıklar nedeniyle  öldüğü , 20-30 yıl  sonra  bu sayının 10 milyona  ulaşacağı  ve  bu ölümlerin de  yaklaşık 7 milyonunun  azgelişmiş ve gelişmekte  olan  ülkelerde olacağı  tahmin edilmektedir. Ayrıca  aktif sigara  içicilerinin  yanında  pasif  sigara  içimine  maruz kalanlarda  da solunum sistemi  hastalıkları , akciğer kanseri ve kalp hastalıkları  morbidite ve mortalitesinin  arttığı ,yine sigara içilen ortamda  yetişen  çocuklarda  alt solunum  yolları  ve orta kulak  infeksiyonları ,ani ölümler ve astım ataklarında  artış görüldüğü  bilinmektedir.

Sigara alışkanlığı, günümüzde dünya nüfusunu  tehdit eden en önemli ‘’ Önlenebilir Ölüm Nedeni ‘’ dir. Sigara içimi, 35-69  yaş arası ölümlerin  %30’ unun nedenidir. Gelişmiş  ülkeler , sigara ile  etkin bir savaş verdiği için , onlarda  tütün tüketimi  her yıl azalmasına karşın , Üçüncü Dünya  Ülkelerinde ,  uluslar arası  tütün tekellerinin yaygın  tanıtım  gayretleriyle  sigara içimi  hızla artmakta  ve dolayısıyla  ilgili hastalıklar  çoğalmaktadır. Azgelişmiş ülkelerde  800 milyon  kişinin sigara  içtiği bilinmektedir.Sigaranın  sebep olduğu para kaybı, sağlık hizmetlerine harcanan emek ve kaynak, iş günü kaybı  ekonomiyi  negatif  yönden  etkilemektedir. Hesaplara göre  dünyada  yıllık kayıp  200  milyon  doları  bulmaktadır. Bunun  1/3 ü  üçüncü dünya  ülkelerine  aittir.

Sigara  alışkanlığının  birçok kanser türüyle doğrudan  ya da  dolaylı ilişkisi vardır. Sigara alışkanlığı, kanser ölümlerinin  en önemli tek nedeni olup,gelişmiş ülkelerdeki erkeklerde  görülen kanserlerin % 40-45’i,tüm nüfustaki kanserlerin %30’u sigaraya bağlıdır. Akciğer kanseri ölümlerinin  %80-90’ı ,kronik akciğer hastalığı  ölümlerinin  %75-90’ı, koroner kalp hastalığı  ölümlerinin  %25-30’u sigarayla  ilgilidir.

Öte yandan ,son 20 yıl içinde ,sigara dumanının yalnızca sigara içen bireyi değil, aynı zamanda  o  ortamı paylaşan  başka insanları da benzer biçimde  etkilediği  kesin verilerle  kanıtlanmıştır. Öyleki, edilgin (pasif) ya da istemsiz sigara  içme  denen  bu durumun , sigara  ve alkol alışkanlığını  izleyen  üçüncü ‘’ Önlenebilir Ölüm Nedeni ‘’  olduğu  ortaya  konmuştur. Bu nedenle, özellikle son yıllarda , edilgin sigara içenlerin  korunmasına  yönelik  çeşitli  önlemler  gündeme gelmiş, gelişmiş ülkelerde  bu doğrultuda önemli adımlar atılmıştır.

Türkiye’de  sigara içme alışkanlığının  çok yaygın olduğu  kolaylıkla  gözlenen bir gerçektir. 1988 yılında  yapılan ve tüm ülkeyi  temsil eden bir araştırmaya  göre ,toplumumuzda  15 yaş ve üstü erkeklerin % 62.8’i , kadınların % 24.3’ü, tüm nüfusun  ise % 43.6’sı sigara içmektedir. Bu araştırmada  sigara içme alışkanlığı  ölçütü olarak ,’’ sigara paketi taşımak ’’   alınmıştır. Oysa  WHO’ nun  değerlendirmelerine göre ,sigara tiryakisi  sayılmak için ‘’ düzenli olarak günde bir sigara  içmek ‘’  yeterlidir.Başka bir deyişle ,Türkiye’de sigara alışkanlığının düzeyi ,büyük olasılıkla ,söz konusu değerlerden  daha da yüksektir.   Sigara içenlerin yaklaşık % 25 ‘i,sigara içme sonucu ,yaşamlarının erken  bir döneminde ölmektedir. Bu ölümler,ortalama 10-15 yıllık bir yaşam kesitine mal olmaktadır.Nüfusu  50 milyon olan bir Avrupa ülkesinde  sigaranın yol açtığı  günlük ölüm sayısı, uçağın içindeki herkesin öldüğü bir jumbo-jet kazasının eşdeğeridir. Yapılan dolaylı hesaplamalar sonucu , Türkiye’de  sigarayla  ilişkili ölüm sayısının  yılda yaklaşık 35 bin  olduğu sanılmaktadır. Ancak, ülkemizde  morbidite ve mortalite  istatistikleri  yeterli olmadığından, kesin bir yargıya  varılamamaktadır.

KANSER-SİGARA İLİŞKİSİ

Sigara – kanser  ilişkisini  gösteren ilk çalışmalar  1950 ‘de yayımlandı. Daha sonraki birçok araştırma , ilk bulguları doğruladı. Kesin bir yargıya varabilmek için , geniş ve uzun süreli çalışmalar gerekiyordu. Bu amaçla başlatılan , yeterli kişiyi kapsayan  ve uzun yıllar  sürdürülen  kohort araştırmaları , sigaranın  çeşitli  kanserlerle  ilişkisini  ve ilişki  derecesini  ortaya koydu.

Bu araştırmaların  özellikle sekizi , izlenen  kişi sayısı  ve izleme  süresi  yönünden önemlidir; bu sekiz kohort  araştırmasının  özellikleri , Tablo 3 ‘de görülmektedir. Bugünkü verilere göre  hastalık ve ölümlerin en önemli  önlenebilir  nedeni olarak  tanımlanan  sigara alışkanlığı , kanser ölümlerinin  en büyük tek nedenidir. Sigaranın , tüm kanserlerin  % 30’uyla  ilişkili  olduğu belirtilmektedir. Dünyada  hızla artan  akciğer kanserinin  % 80-90 ‘ ından  sigara sorumludur. Sigaranın değişik kanserlerle  ilişki derecesi  şöyle özetlenebilir: 

Başlıca neden olduğu kanserler: Akciğer ,ağız ,larinks, farinks, özofagus.

Katkıda bulunduğu kanserler    : Mesane , böbrek, pankreas.

İlişkili olduğu kanserler            : Mide, serviks.

Gelişmiş ülke erkeklerinde  görülen kanser ölümlerinin % 40-45’i sigaraya bağlıdır. Bu oran ,kadınlarda  daha düşük olup, %10’un altındadır; ancak hızla yükselmektedir. Örneğin ABD’ de , 1986 yılında kadınlardaki akciğer kanseri hızı , meme kanseri hızına  yetişerek eşitlenmiştir. Artık bu ülkede akciğer kanseri , kadınlarda da  birinci  kanser ölümü nedenidir.

a) Akciğer kanseri: Akciğer kanseri ,bugün dünyada  en sık görülen  öldürücü  tümöral hastalıktır. Her yıl bir milyon ‘’ yeni akciğer kanseri’’ olgusu ortaya çıkmaktadır. Son 20 yılda, sigara tüketiminin  hızlı bir yükseliş gösterdiği  bazı ülkelerde , akciğer kanseri  hızı % 100’ün üstünde artmıştır. 

‘’ 2000 Yılında Herkese Sağlık ‘’  stratejilerinin  1991’de yapılan ikinci değerlendirmesinde , akciğer kanserinin Avrupa ‘da (özellikle erkeklerde  ve Doğu Avrupa Ülkelerinde) birinci kanser ölümü nedeni olduğu belirlenmiştir.Örneğin, Birleşik Krallık’ta  kanser ölümü bildirimlerinin erkeklerde  % 40’ını ,kadınlarda ise % 11’ini  akciğer kanseri oluşturmaktadır.

Akciğer kanserindeki  ortalama yıllık artış ,tüm öteki kanserlerdeki artıştan daha fazladır.Akciğer kanseri,kanser alanındaki  tüm başarıları sıfırlamaktadır. Bu nedenle , toplam kanser ölümlerindeki  artışın  sürmesinden  de akciğer kanseri sorumludur. Öte  yandan ,sigara karşıtı eylem programları uygulayan ülkelerde , erkeklerdeki akciğer kanseri mortalitesi düşmeye başlamıştır.

İl ve ilçe merkezleri verilerine göre, Türkiye’de erişkinlerdeki ikinci ölüm nedeni kanserdir. Kanser ölümleri arasında ,akciğer kanseri birinci sırada yer almaktadır .

TABLO 3

Sigara ve Kanser İlişkisi Üzerine Büyük Kohort Araştırmalarının Ana Özellikleri

sigaratablo3

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TABLO 4

Kimi Kohort Araştırmalarında, Erkeklerde Sigara Miktarı İle Akciğer Kanseri Riski Arasındaki Doz-Yanıt İlişkisi

sigaratablo4_1

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sigara içme ile akciğer kanseri arasındaki ilişki,dört etmenle bağlantılıdır:

1-Sigaranın günlük miktarı: Günlük sigara dozu ile akciğer kanseri  risk artışı arasında ,doğrudan ve sıklıkla doğrusal ilişki bulunmaktadır. (Tablo 4). Bu ilişki ,tablodaki büyük araştırmalarda  erkekler için gösterilmiştir.    

Özetle ,sigara içme ,akciğer kanseri riskini,içmeyenlere göre  10 kat artırabilmekte ; günde iki paket  ya da üstünde sigara içenlerde  bu artış ,20-25 kata çıkabilmektedir(Şekil 1 ).

sigarasekil1

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Değişik ülkelerde  yapılan araştırmalarda , genel olarak tiryakiler  için saptanan rölatif risk, 4 ile 15 arasında  değişmektedir. Yunanistan’da  yapılan bir çalışmada , 36 adet üzerinde  sigara içenlerde rölatif risk 33.7 bulunmuştur. Bununla birlikte , günde bir sigara bile akciğer kanseri riskini artırmaktadır.

2- Sigara içme süresi : Akciğer hasarı, sürekli  sigara içme ile ilerlediğinden, akciğer kanserinin tiryakilik  süresiyle  yakın ilişkisi vardır.Ergenlik çağında  sigaraya başlayıp erişkin yaşlarda  sürdürenler, bu kanser açısından en riskli grubu oluşturmaktadırlar (Şekil 2 ).

sigarasekil2

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çok uzun yıllar sigara içip bırakanlar, sigaraya bağlı akciğer kanseri riskinden büyük ölçüde kurtulabilirler. Ancak, büyük kohort araştırmalarının da  gösterdiği gibi , rölatif risk, sigarayı bırakanlarda , genellikle  hiç içmeyenlerin üstünde kalmaktadır.(Tablo 4 ). Kimi araştırıcılar,20 yıl altında sigara içmiş ‘’hafif tiryakilerde’’ (günlük 10 ya da altında sigara içen), sigarayı bıraktıktan 10 yıl sonra, riskin hiç içmeyenlerle  eşitlendiğini bildirmektedirler.

3-Tütün kullanış biçimi: Sigara, pipo yada puroya göre çok daha fazla  akciğer kanseri riski oluşturmaktadır (Tablo 6 ).

4-Sigara çeşidi: Bi kohort araştırmasında , 17.6 mg’dan daha az katran içeren  sigaraların , 25.7 mg’dan  fazla  katran içerenlere göre  daha düşük akciğer kanseri riski taşıdığı gösterilmiştir. Filtresiz sigaraların filtrelilere göre daha kanserojen olduğu  da, yakın zamanda yapılan bir araştırmada ortaya konmuştur. Ancak,  bu konuda daha çok veriye gereksinim duyulduğu belirtilmektedir.

b) Üriner  sistem  kanseri: Alt üriner sistem kanserleri (renal pelvis,üreter, mesane ve üretra ), özellikle mesane ve renal pelvis kanserleri, büyük kohort araştırmalarında ve dünyanın değişik yerlerinde yapılan vaka-kontrol araştırmalarında ,sigara içmeyle anlamlı düzeyde ilişkili bulunmuştur.Bu çalışmalar ,genellikle  doz-yanıt ilişkisi göstermekte ,çok sigara  içen erkeklerde risk,içmeyenlere göre beş kat artmaktadır, Olgu sayılarının azlığı nedeniyle , kadınlar için böylesi so-nuçlar çıkarılamamaktadır. 

Birçok ülkede yapılan kohort araştırmaları, sigarayı bırakmanın alt üriner sistem kanseri riskini azalttığını  ve sigarayı bırakmadan 15 yıl sonra riskin  hiç içmeyenlerle eşitlendiğini göstermiştir. Bu  çalışmalar, uzun süredir sigaranın  yaygın olduğu ülkelerde , erkek mesane kanserlerinin % 50‘sinin , kadın mesane kanserlerinin ise % 25’inin sigaraya baplı olduğunu ortaya koymuştur. Mesane kanseriyle başka hiçbir etken  arasında böyle bir ilişki  saptanamamıştır.

c) Başka kanserojen etkenlerle etkileşim: Sigara tiryakilerinin kimi başka etkenlerle  de karşılaşması durumunda sigaranın kanserojen etkisi artmaktadır. Bu etkenlerin en önemlileri alkol,asbest tozu ve uranyum madenlerindeki iyonlaştırıcı radyasyondur. Ağız ,orafarinks,hipofarinks,özofagus kanserleri riski,alkol alan sigara tiryakilerinde ,alkolün dozuyla orantılı olarak artmaktadır.

sigarasekil3

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sigara, genel olarak ,işyerlerindeki zararlı maddelerin risklerini çok artırmaktadır, Örneğin, asbestoz ile birlikte sigara içmenin etkisi ,aditif değil sinerjiktir.

ŞEKİL 3’ te  görüldüğü gibi,asbest tozuna maruz kalan sigara tiryakilerinde akciğer kanseri ölüm hızı ,yalnız sigara içen ve yalnız asbest tozuna maruz kalan gruplardaki hızların toplamından çok daha yüksektir.

Sigarayı Bırakmanın  Sağlığa  Yararları

Sigarayı bırakmak ,yaşamın hangi döneminde ya da tiryakiliğin hangi evresinde olursa olsun ,sigara içen kişiye ,sağlığı ve yaşam süresi açısından  büyük yarar sağlar. Sigarayı bırakmak, beş tip kanser,koroner kalp hastalığı, serebrovasküler hastalık,alt ekstremite arter hastalığı risklerini azaltır. Ancak,kanser riskini ,hiç sigara içmemiş bir insan düzeyine getirmeyebilir.Sigarayı 20 yılın altında ve günde yarım paketten az içenlerde,bıraktıktan 10 yıl kadar sonra kanser riski,içmeyenlerle eşitlenebilmektedir. Sigaranın yaşam süresi üzerine etkisini,karşılaştırmalı bir çalışma, açıklıkla ortaya koymaktadır (Tablo 5 ).

TABLO 5

Sigara İçen ve İçmeyen Nüfusta Yaş Gruplarına Göre Ölenlerin Yüzdeleri

sigaratablo5

 

 

 

 

 

 

Edilgin ( İstemsiz ) Sigara İçme

Çevresel sigara dumanı (ÇSD) toksik ve kanserojendir.Yan akım (side stream) Sigara dumanında, 60 kadar bilinen ya da kuşkulu kanserojen madde vardır. ABD Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü (US National Institute for Occupational Safety and Health),sigara dumanını, ‘’işyeri karsinojeni’’ olarak tanımlamıştır.

Sigara dumanının, istemsiz (edilgin) sigara içenleri; başka bir deyişle ,’’sigara içmemesine karşın, sigara içilen ortamda bulunanları’’ etkilediği, ilk kez 1972’de ileri sürülmüştür. 1979’da ise, ÇSD’nin  akciğer kanseri etiyolojisinde rolü olduğu bildirilmiştir.

Daha sonraki yıllarda değişik ülkelerde gerçekleştirilen 11 vaka-kontrol ve 3 kohort araştırması, yaşamlarında hiç sigara içmedikleri halde  ÇSD’ den etkilenen  kimselerde akciğer kanserinin , kontrol gruplarına göre , önemli derecede  daha yüksek olduğunu göstermiştir(Tablo 6). Araştırmaların altısında ,eşin içtiğii sigara sayısı ile akciğer kanseri riski arasındaki niceliksel ilişkiyi  gösteren ayrıntılar verilmiştir.Benzer ilişlkiler, sigarayla karşı karşıya kalma  süresi için de geçerlidir.. Eldeki araştırmalara göre ,eşi sigara içip ,kendisi içmeyen kadınlardaki kanser riski artışı, % 20 ile 55 arasındadır. Kimi başka araştırmalarda ,riskin % 70’e değin çıktığı saptanmıştır. En son tahminlere göre, sigara içmeyenlerde ortaya çıkan tüm akciğer kanserlerinin %20-30’u , çevresel sigara dumanından kaynaklanmaktadır. Bu oran, kimi araştırıcılara göre % 60’a dek çıkmaktadır.Ayrıca , işyerlerinde edilgin sigara içmenin , kadınlarda seviks kanseri riskini artırdığına ilişkin veriler de vardır.

Tüm veriler değerlendirildiğinde, ABD’de istemsiz sigara içme sonucu , 37.000’i kalp hastalığından , 3.700’ü akciğer kanserinden , 12.000’i öbür kanserlerden olmak üzere, yılda toplam 53.000 kişinin öldüğü hesaplanmıştır.Edilgin sigara içme , ABD’de , etkin sigara içme ve alkol alışkanlığından  sonra, üçüncü ‘’önlenebilir ölüm nedeni’’ dir.

TABLO 6

Sigara İçmeyenlerde Akciğer Kanseri İle İstemsiz Sigara İçme İlişkisini İnceleyen Epidemiyolojik Araştırmaların Belli Başlı Özellikleri

(Vaka- Kontrol Araştırmaları)

sigaratablo6

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kurumlarımızda yapılan anket sonuçları oldukça önemlidir (Tablo 7).

Tablo 7

TSK’da bazı Üniversitelerde ve Hastanelerde Sigara içme Oranları

sigaratablo7_1

 

 

 

 

 

 

sigaratablo7_2

 

 

 

 

 

 

sigaratablo7_3

 

 

 

 

Hepimizin  sorumluluğu….

    Bir ülkede halkın sigara içme oranı % 43.6  ise,

    Bir ülkede yılda otuz beş bin kişi,sigara içmeye bağlı nedenlerden ölüyorsa,

    Bir ülkede sigaraya başlama yaşı on bir ise,

    Bir ülke, gelişmiş toplumların sigarayı bırakmakta olması nedeniyle yılda üç milyon müşterisini kaybeden çokuluslu sigara endüstrisinin pazarı olmakta ise,

    Bir ülkede çağdaş toplumların tersine, sigara içme oranı giderek artmakta ise,

     

Sigara içme, çok önemli bir halk sağlığı sorunudur ve çözümü için, ülkenin tüm kesimleri, bireyleri çaba göstermek zorundadır.

Tüm  hekimlerin sorumluluğu….

    Bir ülkenin hekimleri arasında sigara içme oranı % 55 ise,(Batı ülkelerindeki %4-10’a karşılık),

    Hekimler, sağlık konusunda toplumda önemli bir yere sahipseler,

    Hekimler, yaşam biçimleri ile ‘’toplumun sağlıklı yaşam’’ kararlarında etkili oluyorlarsa,

    Hekimler kendileri de sağlıklı kalmak istiyorlarsa,

    Bu konuda düşünmek ve eyleme geçmek, tüm hekimlerin sorumluluğudur.

Anayasamızın 56 ncı maddesi : "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir."  demektedir.  

imagesnnn Cümlelerime son verirken, Konuyu, bu maddeden bahsederek bitirmemin nedeni, sigara içen kişilerin bu maddeyi her gün defalarca ihlal etmeleridir. Prof. Dr. Hayati BİLGİÇ    kaynak