Turuncu ve sarı gıdaları bol tüketin

Gıdalara sarı, turuncu ve kırmızı rengini veren karotenler hem akciğer hem de deri kanserine karşı koruma sağlıyor

Kanserden korunmada C ve E vitamini, karotenler ve selenyum minerali büyük önem taşımaktadır. C vitamini, antioksidan savunmasının ilk ve en etkili cephesidir; hem hücre dışında, hem de hücre içinde görev yapar. Vücuttaki hasarlı E vitamininin rejenerasyonundan (yenilenme) da sorumludur. C vitamini, DNA da dahil olmak üzere hücre yapılarını hasarlardan korur. Vücudun çevresel kirlenme ve toksik kimyasal maddeler ile başa çıkmasına yardımcı olur, bağışıklık işlevini güçlendirir ve nitrozaminler gibi kansere yol açan bileşiklerin oluşmasını engeller. Yüksek miktarda C vitamini; lösemi, lenfoma, mesane, meme, serviks, kolorektum, özofagus, akciğer, pankreas, prostat ve mide kanserleri dahil her tür kanser riskini azaltmaktadır.

DOĞAL FORMDA E VİTAMİNİ 
Alfa-tokoferol olarak da bilinen E vitamini ise, yağda çözünen en önemli antioksidandır. E vitamini savunması olmazsa, hücre zarları ciddi hasarlarla karşı karşıya kalır. Bir düzineden fazla çalışma; düşük düzeyde E vitamininin, özellikle kolon, prostat, meme ve akciğer kanseri riskini artırdığını göstermiştir. Buna karşılık, daha yüksek düzeyde E vitaminin; bağışıklığı güçlendirici ve tümör karşıtı etkileri vardır. E vitamininin kanser karşıtı etkisi tamamen bağışıklık sistemi üzerinedir. Yaş ilerledikçe bağışıklık sistemi de zayıflamaya başlar. Bu durum, T hücrelerinin zarında serbest radikallerin yığılmasına neden olmaktadır. T hücrelerinin işlevindeki bu tür bozukluklar; kanser, artrit, otoimmün hastalıklar ve enfeksiyonlar dahil birçok hastalığa neden olmaktadır. Bu arada E vitamininin doğal formda alınmasına dikkat edilmelidir. Doğal formlar (d) öneki ile belirtilirken, sentetik formlar (dl) ile belirtilmektedir.

RAHİM KANSERİNE KARŞI DA KORUR
Karotenler gıdalara kırmızı, turuncu ve sarı renklerini verirler. Fotosentez ve güneş ışığının enerjiye dönüştürülmesi yoluyla sağ kalan tüm organizmalar karoten içerir. Çalışmalar ise; karotenin akciğer, deri, rahim kanserine karşı koruduğunu gösteriyor. Havuç, patates, kayısı ve domates gibi karotenden zengin yiyecekler tüketiyorsanız, ekstradan takviye yapmanıza gerek yoktur.

SELENYUM EKSİKLİĞİ ENFEKSİYON NEDENİDİR !
Selenyum, E vitamini ve C vitamini ile birlikte hareket ederek hücre zarındaki radikal hasarını engeller. Selenyum yetmezliğinde; enfeksiyonlara karşı direnç azalır, vücudun virüslerle savaşma yeteneği bozulur. Selenyum desteği; akciğer, kolon, prostat, mide, özofagus ve karaciğer kanserine karşı koruma sağlar ve kansere bağlı ölümleri yüzde 50 azaltır. Bir çalışmada; selenyum seviyeleri normal olan fakat selenyum desteği alan kişilerde, lenfositlerin tümör hücrelerini öldürme yeteneğinde yüzde 118 artış tespit edilmiştir. İnsan vücudunun günde 100-200 mcg. selenyuma ihtiyacı vardır. Uzun süre, günde 900 mcg. civarındaki dozlar ise toksik olabilir.

KOLON KANSERİNE KARŞI FOLİK ASİT
Folik asit; B vitamini ailesinin bir üyesidir ve DNA oluşumu da dahil olmak üzere vücudun pek çok alanında önemli bir role sahiptir. Folik asit yetmezliğinin; DNA anormalliklerine ve normal hücrelerin kanser hücrelerine dönüşmesine neden olduğu tahmin edilmektedir. Uzun süreli folik asit desteğinin kolon kanseri riskini yüzde 75 oranında azalttığı görülmüştür. Diğer kanserlerde de çok yakın oranlarda sonuçlar vermektedir.

GÜNDE 400 IU D VİTAMİNİ YETERLİ
D vitamini; hem vitamin, hem de hormondur. En bilinen özelliği; kalsiyum emilimini artırmasıdır fakat ek mekanizmalar yardımıyla kanserden korunmada da umut vaat etmektedir. Bilimadamlarının araştırmaları; D vitamini seviyelerinin kolon, meme ve prostat kanseriyle savaşta önemli olduğunu göstermektedir. D vitamini için ideal doz 200-400 IU’dur. Güneşi az gören yerlerde yaşayanlar ise günde 800 IU almalıdır.Kaynak