Aenean ornare velit lacus, ac varius enim lorem ullamcorper dolore aliquam.
‘Kanser’de bilinen 12 yanlış
köpek balığı kıkırdağı, onlarca değişik vitamin” ve daha neler neler öneriliyor.
Kanserden korunmak için “Ölümsüzlük mantarı, Bu yanlış bilgiler fısıltı gazetesiyle daha da yayılıyor, efsaneleşiyor. Aslında hepsi birer hurafe olan bu yanlış bilgiler, sadece birilerinin ceplerini doldurmaya yarıyor. Oysa kanserden korunmanın yolu çok basit. Uzmanlar “Canın ne çekiyorsa onu ye ama onu almaya mutlaka yürüyerek git” diyerek kanserden korunmanın birinci yolunun hareket olduğuna dikkat çekiyor.
Türkiye ve Dünyanın önde gelen doktorları Antalya’daki 2. Prevantif Onkoloji Sempozyumu’nda, kanserden korunmanın yollarını tartıştılar. Kanserden korunma konusunda toplumun pek çok yanlış bilgilendirmeye maruz kaldığını söyleyen Hacettepe Üniversitesi Medikal Onkoloji ABD Öğretim Üyesi ve Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı Başkanı Profesör Dr. İsmail Çelik, kanserden korunmak için geçerli yöntemi, ‘’Günde 5 porsiyon meyve ve sebze yiyin. Haftada 1’den fazla olmayacak şekilde kırmızı et, yağdan fakir, liften zengin gıdaları tüketin. Her gün fiziksel aktivite yapın’’ diye özetliyor.
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
– Ceviz tüketilmesi kanser ve kalp hastalarına iyi geldiği yönündeki bilgiler her zaman geçerli olmamaktadır. Şişmanlık kanseri arttıran bir etmendir.
– Zararsız olduğu, kolesterol içermediği söylenen yağlı gıdaların (zeytinyağı veya kuru yemiş de dahil) çok miktarda alınmasının obeziteye yol açabileceği unutulmamalıdır.
– Hiçbir bitki karışımı ya da vitamin kapsülü takviyesinin, bilimsel olarak kanserden koruyucu etkisi saptanmamıştır, bunlar asla doğal besinlerin yerini tutamamaktadır.
– Kanser hastalarına bolca soya ürünü tüketilmesi yönündeki tavsiyeler doğru değildir. Çünkü, soyanın içindeki östrojen hormonuna benzer etkideki maddeler, yüksek dozda alındığında östrojene bağlı gelişebilen meme ve endometrium (yumurtalık ve rahim) kanserlerine yol açabilir.
– Havucun içinde de bulunan beta-karoten maddesinin fazla alınması, sigara bağımlılarında akciğer kanseri riskini arttırabilmektedir. Yapılan bir araştırmada, sigara içenlere beta-karoten tableti verildiğinde, ölüm oranlarının arttığı tespit edilmiştir. Bu havucun tüketilmemesi anlamı taşımaz aksine sigara içenlerin sigarayı bırakmaları daha yaşamsaldır. Havuç günlük gıda alımı içinde taze olarak yenilebilir.
– Antioksidan özelliği olan domates, brokoli ve lahana gibi gıdaların tüketilmesinin kanserden koruduğuna dair veriler yeterli değildir.
– Aspartam ve sakarin gibi yapay tatlandırıcıların kansere neden olduğu bilgisi ispatlanmamıştır.
– Genetiği değiştirilmiş gıdaların, kanser riskini artırdığına dair bilimsel bir bulgu yoktur.
– Fazla kırmızı et tüketiminin doğrudan kansere etkisi vardır.
– Kahve tüketiminin kansere neden olduğu ve yeşil çayın kanserden koruduğuna dair bilimsel bir bulgu yoktur.
– Hazır gıdalardaki katkı maddelerinin, uygun oranlarda kaldığı takdirde kanser yapıcı etkisi mevcut değildir.
– Cep telefonlarının kanser yaptığına dair bir bulgu yoktur.
BESİNİ İLACA ÇEVİRMEYİN
Çelik, besin maddelerini insanlara ilaç gibi önermenin yanlış olduğunu belirterek, her gün brokoli, böğürtlen veya domates salçası tüketilmesi gibi önerilere de itibar edilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Kışın üretilen domatesi, içinde katkı maddesi olan hazır gıdaları veya dondurulmuş gıdaları yememe önerilerine de karşı çıkan Profesör Çelik, ‘’Besini ilaca çevirmeyin. Günlük hayatın içinde canınız ne çekiyorsa yiyin. Kışın domates yiyin ama onu satın almaya lütfen yürüyerek gidin’’ diye konuştu.
Profesör Dr. İsmail Çelik, kişilerin sigara içmeyerek, doğru beslenip şişmanlıktan kaçınarak kanserden korunabileceğini vurguladı.
Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doçent Dr. Mutlu Hayran ise kanserden korunma konusunda yanlış bilginin çok olmasının doğru bilgilerin kaybolmasına neden olduğunu kaydederek, ‘’Yatıp kalkıp sigarayı konuşalım.
İçinde 40 kanserojen madde olan sigarayı, dudaklarımızın arasına koyup akciğer gibi dışarıdan oksijen alıp kana veren bir dokuya, üstelik bir de ateşle güçlendirilmiş kanserojenler yolluyoruz’’ dedi.
Sempozyumun konuğu California Üniversitesi Öğretim Görevlisi Profesör Dr. Frank Meyskens, artık bazı kanser türlerinin önlenebilir olduğunu kaydederek, etken maddesi Raloxifene olan bir ilaç ile meme kanserine yakalanma riski yüksek olan kadınlar ile ikinci kez meme kanserine yakalanma riski olan kadınların yüzde 50 oranında korunabildiğini söyledi.
Meyskens, aspirin ve kalsiyumun kalın bağırsak kanserinin tetikleyicisi olan poliplerin oluşmasını engellemede yüzde 25 oranında etkili olduğunun görüldüğünü belirtirken, kadınlarda rahim ağzı kanserinden korunmada HPV aşısının önemine değindi.