Kanser tedavisinde alternatif tıp riski

Tamamlayıcı ve alternatif tıbba olan ilgi her geçen gün artıyor. Ancak tedavi amaçlı bitkiler, reçeteli ilaçlarla kullanıldığında olumsuz etkiler yaratabiliyor. ABD’de her yıl 100 bin kişi bu yüzden hayatını kaybediyor.

Son yıllarda, tamamlayıcı ve alternatif tıbba ilgi (tamamlayıcı ve alternatif ilaç) sanayileşmiş toplumlarda hızla artmıştır. Amerika’da kurulan Ulusal Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi; alternatif tıbbı şöyle tanımlıyor: Çeşitli tıbbi ve sağlık bakım sistemleri, uygulamaları ve ürünlerinden oluşan bir grup. Bu yöntemde; biyolojik temelli tedaviler, bitkiler, yiyecekler ve vitaminler gibi doğada bulunan maddeler kullanılmaktadır. Bitkisel ilaçlar arasında besin takviyeleri, diyete ek olarak alınan herhangi bir ürün (vitaminler, mineraller, antioksidanlar, bitkisel ürünler, metabolitler ve diğer ürünler) fitotıp (terapötik etki elde etmek için bitkiler ya da bitki parçalarının kullanılması) yer alır.

RİSKLİ BİR YÖNTEM
Amerika’da toplam nüfusun yaklaşık üçte birinin, geçtiğimiz 12 ay içerisinde bitkisel tedavi kullandığı tahmin edilmektedir. Bu bireylerin çoğunluğu, bitkisel ürünleri rutin olarak kullanmaktadır. Yaklaşık 15 milyon erişkin; reçeteli ilaçlarla bitkisel ilaçları kombine etmiştir. Nüfusun daha büyük bir bölümünün tıbbi tedavilerle kombine olarak, bitkisel tedaviler kullandığı bir dönemde; bitki-ilaç etkileşimleri giderek önem kazanan bir risktir. Bitkiler, reçetelenen ilaçlarla potansiyel etkileşime girdiği zaman; bu ilaçların özelliklerini bozarak, olumsuz etkileşimlere yol açmaktadırlar. Amerika’da yılda 100 binden fazla ölüm; ilaç etkileşimlerine bağlanmakta ve ölüm sebepleri arasında ilaç etkileşimini 4 ila 6’ncı sıraya yerleştirmektedir. Bunların büyük bir kısmının bitki kullanımı ile ilişkili olabileceği öne sürülmektedir.

KANSERLİLER KULLANIYOR
Çoğu antikanser ajanının, terapötik aralığının ne denli dar olduğu göz önüne alındığında; medikal onkolojide, olası yan etkili ilaç etkileşimlerinin anlaşılması konusunda giderek artan bir gereksinim ortaya çıkmaktadır. Kanser hastaları arasında alternatif tıp kullanımı, genel popülasyona göre daha yaygındır. 1990’ların sonunda, araştırmalar alternatif tedavilerin kanser hastaları tarafından yaygın olarak kullanıldığını göstermiştir.

ANTİKANSER İLAÇLARI VE BİTKİSEL TEDAVİLER
Bitkilerin; antikanser ilaçlarla kombine kullanımı her iki maddenin de etkisini artırabilir ya da azaltabilir ve klinik olarak önemli etkileşimlerle sonuçlanabilir. Uzun süreli ilaç tedavilerinin doz ayarlaması zorlaşabilir ya da istenmeyen toksisiteler ortaya çıkabilir. Bitkisel preparatlar; konvansiyonal antikanser ilaçlarla çeşitli anotomik ve fizyolojik bölgede etkileşime girerek, ilacın eliminasyon (elenme) hızını ya da absorbe edilen miktarını değiştirebilir. Bu durumda çoğunlukla söz konusu ilaçların değişmiş farmakodinamik etkileşimler ve intrensek toksisite de gösterdiği anlaşılmıştır.

EMİLİMİ ETKİLER
Bu bitkiler; antikanser ilaçlarla kombinasyon halinde verilmediğinde, farmakokinetik her açıdan etkilenebilir: absorpsiyon (emilim hızı ya da oral biyoyararlanımda değişiklikle sonuçlanır), distribüsyon (çoğunlukla proteine bağlanma değişikliklerine bağlıdır), metabolizasyon ve ekskresyon (boşaltma).

MABET AĞACI ZARARLI MI?
Son yıllarda yapılan çalışmalarda, birçok bitkisel preparatin (önceden hazırlanan) ilaç; metabolize eden enzimler ve ilaç taşıyıcıları ile kapsamlı biçimde etkileşime girdiğini göstermektedir. Bu yüzden, antikanser ilaçların yaygın olarak kullanılan bitkiler ile olası farmakokinetik etkileşimleri incelenmektedir. Ginkgo (mabet ağacı) ile alprazolam ve dekstromtofan; saw palmetto (sabal meyvesi) ile alprazolam ve deksromtorfan; St John’s wort (sarı kantaron) ile omepraozol, oral kontreaseptiler, takrolimus, teofilin, verapamil ve waffarin arasındaki potansiyel olarak önemli etkileşimler olduğu en son yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır.Kaynak