Kanser tedavileri, seksi olumsuz etkiliyor

Kanser, kadın cinsel sağlığı üzerinde biyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel sorunlara yol açıyor. Ancak bu sorunların pek çoğunu ortadan kaldırmak mümkün

Memorial Hastanesi Cinsel  Sağlık Merkezi’nden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı   Op. Dr. Dilek Uslu Erdoğru, kanser   tedavilerinin kadın cinselliği üzerindeki etkileri hakkında  bilgi verdi: “Günümüzde kanserde erken teşhis ve tedavi olanaklarının iyileşmesiyle, hastalarda beklenen yaşam süresi ve kalitesi de arttı. Kişinin sağlıklı bir cinsel hayata sahip olması da, yaşam kalitesini gösteren belirteçlerden biri.

 

Suni menopoz
Kanser tedavilerinde kullanılan ilaçlar, radyoterapi,kemoterapi ve ciddi cerrahi ameliyatlar sonrasında hastalar ani olarak menopoza girebiliyor. Zorunlu menopoz sonrası vajinal kuruluk ve üreme fonksiyonlarının bitmesi, kadınları biyolojik olarak derinden etkiliyor. Cinsel bölgenin kanserlerinde, kanserli alanı tamamen temizlemek için yapılan ameliyatlar sonrası vajina boyu kısalıyor ve hasta ilişki sırasında   ağrı çekiyor.

 

Bağırsak kanseri ameliyatları sonrası  hastanın vücudunda bir torbayla yaşamak  zorunda kalması, yüzde 60’ının kendini cinsel yönden çekici hissetmemesine sebep oluyor. Koku, gaita veya idrar kaçağı, gaz gürültüsü, ciltteki tahriş, kişinin vücut imgesini bozuyor. Rahim, rahim ağzı ve vajina kanserlerinde uygulanan brakiterapi denilen ışın tedavileri, karnın alt bölgesindemesane kanseri nedeniyle uygulanan radyoterapiler, vajinal darlıkla karın içi yapışıklığa neden oluyor. Bazı kanser türleri o kadar yayılıyor ki, yapışıklıklar nedeniyle  cinsel birleşme gerçekleşemiyor.

 

Meme kaybı ruhsal çöküntüye neden oluyorAkut veya kronik stres, değişen vücut görünümünün yarattığı etki, partnerle ilişkide değişiklikler, depresyon, kendine güvende azalma, cinselliğine ilgisizlik ve üreme fonksiyonlarının kaybedilmesine bağlı mutsuzluk, kanserin psikolojik etkilerinden. Meme kaybı ve kolon kanseri ameliyatı sonrası vücutta kalıcı torba taşınmasının, hastaların vücut görünümünde yarattığı  etkisi çok ağır. Çeşitli araştırmalar, kadınların erkeklere oranla dış görünümlerindeki değişikliklerden çok daha fazla etkilendiklerini gösteriyor.

 

Avusturalya’da yapılan geniş kapsamlı  bir çalışma, meme kanserli hastaların yüzde 70’inin cinsel sorunlar yaşadığını ortaya  koyuyor. Meme, kadın kimliğini simgeleyen en önemli unsur ve bunun kaybı kendini çirkin hissetmeye, derin ruhsal çöküntülere neden olabiliyor. Bu nedenle meme kanseri ameliyatında kaybedilen memenin yerine yenisinin yapılması, hastaların yaşam kalitesinde belirgin artış sağlıyor.”

 

ÇÖZÜMÜ VAR 
* Öncelikle hastalar, tedavi sırasında cinsellikle ilgili yaşayabilecekleri sorunlar konusunda bilgilendirilmeli. Kanser öncesi seksüel durumun değerlendirmesi yapılmalı. Kişinin geçirdiği değişimler göz önünde bulundurulmalı. Her hastaya özel kişisel seksüel tedavi şeması çıkarılmalı. Partneri olayın dışında tutmadan, eşlerin ikisine de odaklanılmalı. Kanserden sonra gelişen duruma adapte olmak çok önemli.

* Günümüzde, modern tıpta, vajinal kısalık nedeniyle acı çeken hastalar için geliştirilmiş özel aletler var.

* Menopoza giren hastalar için hormon içermeyen tedavi yöntemleri bulunuyor.

* Kalın bağırsak kanseri sonrası karnında torbayla yaşamak zorunda kalan hastalar için; gaza ve ishale yol açacak besinlerden kaçınmak, kokuya  yol açan gıdaları tüketmemek  öneriliyor. İlişkiden önce torbanın değiştirilmesi, daha ufak bir torba takılması, stoma denilen cilt bölümünün temiz tutulması da önemli.

* Vajinal darlıkların tedavisi bu hastalarda özel yumuşak dokudan yapılmış dilatatör tedavileriyle mümkün.

* Radyoterapinin etkilerinden biri de ışın uygulanan bölgedeki sinirleri etkileyerek duyu kaybına yol açması. Bu hastalarda ‘sensate focus’ denilen duyusal odaklanma egzersizleri, dikkatin cinsel bölgeden çekilerek hastanın ve eşinin kaygılarının azaltılmasına yardımcı olur.

* Kemoterapide kullanılan bazı ilaçlar ve yumurtalıkların da alındığı büyük cerrahi operasyonlar, kadınların doğurganlık fonksiyonunu bozar. Genç veya hiç çocuğu olmayan hastalarda bu durumun yarattığı psikolojik etkiler çok ağır olabilir. Bu tür hastalara yumurtaların dondurulması veya embriyoların saklanması alternatifleri getirilebilir.Kaynak