10 gündür iyileşemiyorsan doktora!

Vücudunuz normal düzeninden farklı çalışmaya mı başladı? İshal veya kabızlık, aşırı yorgunluk, âdet kanamalarında düzensizlik, geçmeyen öksürük ve artan ağrılar 10 günde geçmiyorsa doktora başvurmak şart. Prof. Dr. Mert Başaran’a göre bu sürede iyileşme olmazsa kanser dahil birçok kronik hastalık ihtimali var

3 (83) Kanserde genetik tanı yapılabiliyor mu?
Genetik testler yavaş yavaş denenmeye başladı. Mesela bağırsak kanseri genetik tanısı için dışkıdan bakılarak testler yapılabiliyor. Dışkıya uygulanan testle hastanın genlerinde kanser riski olup olmadığı belirlenebiliyor. Bağırsak kanserinde bazı ailelerde yaygın polip görülür. Bu polipler yüksek oranda kansere dönüşürler. Aileden bir bireyde kanser saptandığı zaman tüm aileyi taramak gerekir. Ayrıca genetik geçişli meme kanseri vakaları da var. Bunlar da ailede eğer iki ya da üç kişi ırka bağlı genetik geçişli meme kanseri vakasına yakalanmışsa ailenin diğer fertleri de risk grubunda yer almaya başlıyor. O zaman yakın akrabalarda bu genler var mıdır diye daha genç kızlık döneminde bakılması mümkün oluyor. Bunlar aslında çok da sıkıntılı durumlar. Çünkü ailenizde böyle bir gen olduğunu biliyorsunuz, bir de bu geni taşıdığınızı biliyorsunuz. Hayat boyu ‘Bende ne zaman çıkacak?’ diye bekliyorsunuz. Bu nedenle genetik tanı yapmadan önce doktorların hastayı bu konuda bilinçlendirmesi gerekiyor. ‘Sizde kanser riski var. Bu tanı yöntemiyle de kanserli gen teşhis edilebilir. Bu bilgiyi almak istiyor musunuz yoksa istemiyor musunuz?’ diye mutlaka sorulmalı. Bunu bilmek istemeyenler de çıkıyor. ‘Ben böyle bir baskı ve stresle yaşamak istemiyorum, hiç öğrenmeyeyim daha iyi’ diyenler de var. Ayrıca bu gen belirlendiğinde de yapabileceği tek şey sık sık taramalar yaptırmak ve günün birinde eğer kanser çıkarsa erken teşhis edilmesini sağlamak. 
Her dokuda kanser olabilir
Kanserin kaç çeşidi var?
120’nin üzerinde kanser türü olduğu sanılıyor. Ama hemen hemen her dokudan çıkan kanser türü farklı tanımlanıyor. Mesela lenfomalarda yani lenf bezinden çıkan kanserlerin de birçok türü vardır. Yapısal olarak lenfomanın bugün 30’a yakın alt tipi vardır. Bunlardan bazılarının tedaviye bile ihtiyacı yoktur, bazıları ise çok tehlikelidir. Kanser konusunda bilgi arttıkça kanser türleri de artmaya başladı. Eskiden sadece akciğer kanseri vardı, bu da kendi içinde ikiye ayrılırdı: Küçük hücreli ve küçük hücreli olmayan şeklinde… Ama şimdi hepsi kendi içinde birçok dala ayrılıyor. Hepsine farklı ilaç ve tedavi yöntemleri uygulanıyor. Bir türe iyi gelen ilaç diğer akciğer kanseri türüne hiç yarar sağlamıyor. Vücudumuzdaki her organda, her dokuda kanser olabilir. Bu nedenle çeşitleri ve görüldüğü yerler bunlara bağlı olarak artabilir. 
Peki ne gibi bir şüpheyle insanlar kanser taramalarına gidiyor?
Olağan dışında bir şikayet bir hafta 10 gün geçmiyorsa mutlaka kontrole gitmek gerekir. Bunların sonucunda mutlaka kanser ortaya çıkması gerekmez. Diyabet, kalp gibi kronik başka bir hastalık da çıkabilir. Ancak bu belirtiler kişiyi doktora yönlendirir. Çok nadir görülen bir hastalık olmadığından kanser de akla gelen hastalıklar arasında olmalıdır. Ama bazı bulgular vardır ki kişinin mutlaka acilen doktora gitmesi gerekir. Mesela vücudun herhangi bir yerinden durup dururken kan çıkmaz. Örneğin öksürdünüz, kan geldi. Bu durumda muhakkak doktora gidilmelidir. Tuvalete gittiniz, idrarda veya dışkıda kan var. Mutlaka ve mutlaka doktora gidilmelidir. Ağrılar da belirleyici olabilir. Ama kanser ağrıları katlanarak artan özellik gösterir. Oysa kas ağrıları belirli bir süre içinde azalıp gider. Metabolizmamızla ilgili olarak günlük hayatımızdaki değişiklikler de bazı şeylerin sinyali olabilir. Daha sık tuvalete çıkmak, süreklilik kazanan ishal veya kabızlık vakaları gibi… Âdet kanamalarında azalma, uzama, aralığın çok açılması veya kısalması gibi durumlar da kadınlarda şüpheyle yaklaşılması gereken belirtilerdir. Karındaki aşırı şişkinlik, nefes darlığı, sürekli öksürük de tetkik gerektirebilir.
Yarın: Hangİ doktora başvurmalıyım?
Dikkat!
*Araştırmalarda, etin, odun ateşinin alevine doğrudan tutulması durumunda yüksek düzeyde, kor üzerinde pişirildiğinde ise daha düşük düzeyde PAH (Polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar ) oluştuğu saptanmıştır. 
* Yiyeceklerin pişirilmesi sırasında erimiş yağların ısı kaynağı üzerine damlaması sonucu meydana gelen parçalanma ile PAH oluşumu artar ve atmosfere de yayılır. Bu arada özellikle etin üzerinde de birikir. 
* PAH daha çok yağda depolanabildiğinden etin yağ içeriğinin artması da PAH miktarının artmasına neden olur. 
* Mangaldaki kömür ve kömür tozları, pişirilen besinlerin üzerine sinerek kanserojen etkiyi artırır.
ÖNERİLER
* Sağlıklı kiloya ulaşın ve kilonuzu koruyun. Şişmanlığın çoğunun kanser çeşidini arttırdığı gösterilmiştir. 
* Fiziksel olarak aktif olun. Haftanın çoğu günü, günde en az 30 dakika, orta derecede (yürüyüş temposunda) egzersiz yapın. Kışın da domates yiyin ama onu satın almaya lütfen yürüyerek gidin.kaynak