Beyin Tümörleri

uıo Beyin içinde büyüyen tümörler iyi huylu (benign) ve kötü huylu (malign) olmak üzere iki gruba ayrılıyor.
Kötü huylu beyin tümörleri çevre dokuları harap eden ve çoğalması tekrar edici tipte hücrelerden oluşuyor. Beyin dışında gelişen kötü huylu tümörlerin bir özelliği de, vücudun diğer bölümlerine yayılmaları. Buna tıp dilinde metastaz deniliyor. Ancak bazen hücre tipi olarak iyi huylu da olsalar, beynin son derece yaşamsal alanlarında büyüdüklerinde kötü huylu olarak nitelendiyorlar.
Kötü huylu beyin tümörleri vücudun diğer bölgelerine yayılmamakla birlikte, beynin veya omuriliğin uzak bölümlerine yayılabiliyor. Tümörler beynin kendi hücrelerinden oluşursa primer beyin beyin tümörleri adı veriliyor. Vücudun diğer sistemlerinde gelişen tümörler ise beyne sıçrayarak (metastaz) tümör oluşturduklarında metastatik beyin tümörlerinden söz ediliyor.
Beyin tümörlerinin gelişme nedeni bilinmiyor.
Çevresel etkenler, kalıtsal özellikler ve viral nedenler ile değer olasılıklar araştırılıyor. Büyük nüfus topluluklarında yapılan araştırmalarda birincil beyin tümörlerinin her yıl, her yüz bin bireyden 9’unda geliştiği saptanmış. Vücudun diğer sistemlerinden beyne sıçrayan (metastatik) tümörler de aynı orana sahip.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 6 bin 300 birincil ve 6 bin 300 metastatik olmak üzere 12 bin 600 hastada yeni beyin tümörü oluştuğu söylenebilir.

 

Risk Faktörleri Nelerdir?

Birincil beyin tümörleri her yaşta görülebiliyor. Metastatik beyin tümörleri ise daha çok erişkinlerde ortaya çıkıyor. Birincil beyin tümörleri 15 yaşına kadar olan çocuklarda, kanserden kaynaklanan ölümlerin ikinci en sık nedenini oluşturuyor.

Ayrıca 15-34 yaş arası erişkinlerde kanser kaynaklı ölümlerin ikinci en sık nedeni olarak ifade ediliyor. Birincil beyin tümörleri 35-54 yaş arası erişkinlerde kanser kaynaklı ölümlerin üçüncü en sık nedeni. Beyin tümörlerinin oluşum nedeni bilinmiyor.

Belirtileri Nelerdir?

Belirti ve bulgular genellikle tümörün ulaştığı boyuta ve beynin etkilenen bölgesine bağlı olarak gelişiyor. Tümör büyümeye devam ederken beynin başka bölümlerini de etkileyerek yeni belirti ve bulguların oluşmasına da yol açabiliyor. Belirti ve bulgular bazen o kadar yavaş gelişir ki, tümörün büyümeye başlamasıyla tanı konması arasında uzun bir süre geçebiliyor.
Beyin içinde bir tümör geliştiğinde kafatası genişleyemeyeceği için, tümör beyne baskı yaparak büyüyor. Kafa içi basıncının artması nedeniyle şiddetli baş ağrıları gelişiyor. Hasta sabahları baş ağrısıyla uyanıyor. Ağrı gün içinde azalıyor. Kusma da en sık görülen diğer belirtiyi oluşturuyor.  Hasta genellikle sabah uyandığında kusmaya başlıyor. Genel bir durgunluk ve uyuşukluk hali oluşuyor. Hareketler eşgüdümden yoksunlaşıyor. Değişik tipte sara nöbetleri ortaya çıkabiliyor.
Bunların yanı sıra, tümörün yerleşim yerine göre görme bozuklukları, kulakta çınlama veya vızıltı, sağırlık, koku duyusunun kaybolması, yazma yetisinin yitirilmesi, lisan işlevlerinde bozulma gibi pek çok yakınmalar da gelişebiliyor.

Nasıl Tedavi Ediliyor?

Beyin tümörlerinin tedavisi beyin cerrahı, nörolog, radyasyon onkologu ve medikal onkolog gibi hekimlerin, fizik ve bilgisayar mühendislerinin, teknisyenler ve deneyimli hemşirelerin gerekli donanıma sahip olarak bir arada çalışmalarını gerektiriyor

Tanıya yönelik değişik incelemeler sonrasında bir ya da daha çok tedavi yöntemi gündeme gelebiliyor. Beyin tümörlerinde başlıca tedavi yöntemlerini cerrahi girişim, radyoterapi, kemoterapi ve immünoterapi oluşturuyor. Bu yöntemlerden herhangi biri tek başına ya da bir arada uygulanabiliyor.

Cerrahi Girişim: Ulaşılabilen beyin tümörlerinde tercih edilen tedavi yöntemini oluşturuyor. Bazı beyin tümörlerine ulaşmak güç olabiliyor. Kötü huylu beyin tümörleri komşu dokulara yayılırlar. Bu nedenle sınırları net olarak ayırt edilemiyor. Ancak cerrahi girişimle tümörün büyük bölümünün çıkartılması, hastanın yaşam süresini uzatıcı ve kalitesini artırıcı etki yapıyor. Ayrıca geriye kalan küçük tümör kitlesi diğer tedavi yöntemlerine yanıt verir hale geliyor. Bu yöntem aynı zamanda hastalığa kesin tanı konmasını sağlıyor. Çıkartılan kitlenin patoloji uzmanları tarafından değişik boyama teknikleri kullanılarak mikroskop altında incelenmesiyle hücre tipi kesin olarak belirleniyor.

Cerrahi yöntemle tümörün büyüklüğü de belirleniyor. Ayrıca yeni tedavi yöntemlerinin uygulanmasını olanaklı kılıyor. Cerrahi girişim sırasında beyin cerrahının en sık kullandığı aletler ameliyat mikroskobu ve ultrasonik aspiratördür. Ameliyat mikroskopları cerrahi alanın aydınlatılması ve büyütülmesinde kullanılıyor. Ultrasonik aspiratör ise yarattığı titreşimlerle tümör dokusunu önce çok küçük parçalara ayırıp sonra emerek ortadan kaldırılmasını sağlıyor.

Radyoterapi: Tümör hücrelerinin çoğunluğu radyasyona duyarlıdır. Radyoterapi tümör hücrelerinin normal dokulara zarar vermeyecek şekilde öldürülmesi esasına dayanıyor. Radyoterapide;geleneksel radyoterapi, tümör içi radyoterapi, stereotaksik radyocerrahi ve Cyberknife gibi çeşitli yöntemlerden yararlanılıyor. Bu yöntemlerin kendinlerine özgü avantajları ve dezavantajları bulunuyor.

Kemoterapi: Tümör hücrelerini öldürme özelliğine sahip ilaçlar kullanılarak uygulanan tedavi yöntemi. Kemoterapi cerrahi tedavi veya radyoterapi öncesinde ve sonrasında uygulanabiliyor. Hangi ilaçların, bir arada nasıl kullanılacakları tümör tipine göre değişiklik gösteriyor. Bu noktada onkolog ve beyin cerrahının işbirliği büyük önem taşıyor.

İmmünoterapi (Bağışıklama tedavisi): Bağışıklama tedavisinde biyolojik yanıt değiştirici (BYD) ilaçlar kullanılıyor. Bu ilaçlar tümör hücrelerini doğrudan öldüren ya da tümör büyümesini kontrol eden vücuttaki diğer maddeleri harekete geçirerek etki ediyor.

Yapılan deneysel çalışmalar, immünoterapide gelecek vaat eden gelişmeler gösteriyor.