Aenean ornare velit lacus, ac varius enim lorem ullamcorper dolore aliquam.
Rahim ağzı kanseri aşısı için uzmanlar ne diyor
Rahim ağzı kanseri aşısı olarak reklâmı yapılan HPV aşısı hakkındaki görüşlerim için çok sayıda jinekolog meslekdaşımdan itirazlar geldi ve gelmeye de devam ediyor.
Bana karşı çıkanlar rahim ağzı kanseri ve aşısı hakkında yanlış veya eksik bilgi vermeme değil benim görüş bildirmeme kızıyorlar. Söyledikleri özetle şu: “Sen ne anlarsın rahim ağzı kanserinden, aşısından be adam?”
Uzmanlık alanımın göğüs hastalıkları olduğu dikkate alınacak olursa bu itirazlar elbette çok yerinde ve haklı. Benimki “hariçten gazel okumaktan başka bir şey değil.”
Ben de bu sefer hiçbir yorum yapmadan bu mevzuda uzman ve yetkili olanların görüşlerini sunmak istiyorum.
Önce Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ’ ı dinleyelim (1):
Bakan Akdağ, HPV aşısının rahim ağzı kanserini önleme etkisinin henüz bilinememesi, yan etkileri konusunda bazı kuşkuların bulunması ve Türkiye’ye maliyet-etkinlik açısından uygun olmaması nedeniyle sosyal güvenlik kapsamına alınmasının düşünülmediğini kaydetti.
Akdağ, rahim ağzı kanserinin önlenebilir bir kanser türü olduğunu belirterek, “Rahim ağzı kanserinde erken teşhis ve tarama çok önemlidir. Bu kanser, kolay, ucuz ve güvenilir bir test olan Pap Smear testi ile en erken safhada tespit edilebilmekte ve erken dönemde tanı alan hastaların da yüzde 95′inden fazlası kolay tedavi yaklaşımları ile iyileşebilmektedir. Tüm kadınların aşı yaptırmış olsalar dahi belirli aralıklarla smear testi ile taramalarını yaptırmaya devam etmeleri halen tartışılmaz bir gerçektir. ” dedi.
Ülkemizde 9-29 yaş arasında 18 milyon nüfus bulunmaktadır ve her yıl 800 bin kız çocuğu dünyaya gelmektedir. Ülkemizde rahim ağzı kanserini önlemek için ilk yıl 18 milyon kişi ve her yıl 800 bin kız çocuğunun aşılanması gerekmektedir.
Söz sırası Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer’ de (2):
Serviks tarama programına giren hiçbir kadının bu kanserden ölmediğini ve HPV alan kadınların yüzde 75 ile yüzde 98’inin kanser olmadığını söyleyen Dr. Tuncer, “Buna kanser aşısı demek doğru değil, bu ilaç firmalarının pompaladığı bir politikadır, şu anda etkinliği yüzde yüz kanıtlanmış değil sadece 5 yıl için etkinliği bildirilmiş. 5 yıl sonra ne olacak, tekrar yapılacak mı kesin belli değil” dedi. Aşının Asya’da yüzde 60, Avrupa’da yüzde 70 koruma sağladığını söyleyen Tuncer: “Ama Türkiye’de ne kadar koruduğuna yönelik bir çalışma yok, belki de hiç korumuyor, bilmiyoruz” diye konuştu.
Sırada Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Ayhan var (3):
“Türkiye’de 2008 yılında yapılan bir çalışmaya göre bin 444 rahim ağzı kanserinin tespit edildiğini belirten Ayhan, bu hastalardan 500′ünün aynı yıl hayatını kaybettiğini söyledi. Türkiye’de son yıllarda rahim ağzı kanseri nedeniyle ölümlerin azaldığını anlatan Ayhan, “Rahim ağzı kanseriyle ölümlerin azalmasında toplumun bilinçlenmesi ve yardımcı sağlık personeli ile hekimlerin ortak bilgi alışverişinde bulunması önemli rol oynuyor” dedi.
Rahim ağzı kanseriyle ilgili erken tanı ve korunmaya yönelik tedbirler alındığını belirten Ayhan, rahim ağzı taraması sistemiyle erken tanıda önemli bir mesafe aldıklarını vurgulayarak, “Erken tanı rahim ağzı kanserlerinde hayat kurtaran bir yoldur. Erken tanı halinde rahim ağzı kanserini tamamen önleyebiliyoruz” diye konuştu.
Şimdi de jinekolog Prof. Dr. Sedat Kadanalı’ yı dinleyelim (4):
“Aşılama toplumda yaygın olan, salgın yapan ve sık görülen hastalıklar için vazgeçilmez bir uygulamadır ve gerektiğinde tüm topluma uygulanmalıdır. Ulusal aşı programları yapılırken hastalığın toplumda görülme sıklığı, aşılanma ile kaç kişide hastalığın önlenebileceği ve bunun maliyet hesapları yapılmalıdır. Ayrıca hastalıkta korunmanın daha basit yollarının olup olmadığı araştırılmalıdır. Ülkemiz gibi tek eşliliğin yoğun olduğu ve sünnet gibi rahim ağzı kanserinde koruyan bir uygulamanın olduğu ve rahim ağzı kanseri görülme sıklığının az görüldüğü ülkelerde aşılanmanın kâr-zarar hesabı iyi yapılmalıdır.
Rahim ağzı kanseri aşısı diye tanıtılan aşının rahim ağzı kanserini önlediğine dair bir veri yoktur. HPV aşısı zaten lisansını da Amerika’da “HPV enfeksiyonlarından korunma” için almıştır.”
Son söz Prof. Dr. Sezai Şahmay’ da (5):
“Aşı tamamen ticari bir ürün. Ben bu aşıya karşıyım. Dünyada da giderek daha fazla sayıda uzman böyle düşünmeye başladı. Bu nedenle de üretici firmaların morali bozuldu. HPV enfeksiyonunu kadınların büyük bir kısmı geçiriyor. Yüzde beşinde sorun yaratıyor. Bu yüzde beşin de binde birinde kanser görülüyor. Rahim ağzı kanserinin gelişmesi için en az altı-yede sene geçiyor. Aşı yaptıranların smear testlerine devam etmeli. Normal kontrollerini yaptıran kadında kanser öncesi lezyonlar zaten tedavi edilebiliyor. Rahim ağzı kanserinde azalma var. Kendi kızıma yaptırmadım.”kaynak