Aenean ornare velit lacus, ac varius enim lorem ullamcorper dolore aliquam.
Prostat kanserli erkeklere sertleşmeyi koruyan tedavi
İSTANBUL (İHA) – Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Veli Yalçın, prostat kanseri olan ve ameliyatla tedavisi gereken hastaların birçoğunun cinsel fonksiyonlarının zarar görüp görmeyeceğini sorduğunu belirterek, "Organa sınırlı kanserde kapsülün dışına yayılma yok ise prostat kapsülünün yakınından geçen ve sertleşmeyi sağlayan sinir ve damarlar korunarak ve onlara zarar verilmeden sinir koruyucu ameliyat uygulanabiliyor" dedi.
International Hospital ve Acıbadem Bakırköy Hastanesi’nden Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Veli Yalçın, prostat kanserinin günümüzde 40-45 yaşından sonraki erkeklerde daha sık görüldüğünü belirterek, "ABD’de her yıl 285 bin yeni prostat kanseri hastasına teşhis konuluyor. Bunların 65 bini ölüyor. Bu nedenle 40-45 yaşındaki erkeklerin, ailelerinde prostat kanseri bulunmasa bile prostat muayenesinden geçmesi gerekiyor. Ailelerinde prostat kanseri bulunanların risklerinin daha fazla olduğu unutulmamalıdır. Prostat kanseri olan ve ameliyatla tedavisi gereken hastaların hepsi, özelliklede genç yaştaki hastalar cinsel fonksiyonlarının zarar görüp görmeyeceğini soruyor" dedi.
Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Veli Yalçın, eğer prostat kanseri sadece prostat organı sınırları içindeyse, organın kabuğundan dışarı taşmadıysa ilk tedavi seçeneğinin prostatın cerrahi olarak çıkarılması olduğunu söyledi. Bu tedavinin hastaya 10 yıllık ömür süresi açısından bakıldığında yüzde 90-95 hastalıksız yaşama şansı verdiğini ifade ederek, "Organa sınırlı prostat kanseri ya açık yöntemle ya da laparoskopik yöntemle ameliyat ediliyor. Bu ameliyatı yaparken yaşam beklentisi 10-15 yıl olan hastaları tercih ediyoruz. Hasta 70 yaşı üzerinde ise bu ameliyatın ne kadar yararlı olduğu tartışılır. Bir de hastanın prostat kanserinden başka bir hastalığının olması, fizik performansının durumu bu kararı vermede önemlidir.Tam tersi kişi 50 yaşındadır ama 80 yaşında görünüyordur, çok yıpranmıştır, ilave birçok hastalığı vardır, fizik performansı kötüdür, genel sağlık durumu bozulmuştur o zaman da ameliyat etmemeyi düşünebiliriz. Kendisine daha yaralı olan ikincil tedavi seçeneklerinden birini (radyoterapi gibi) önerebiliriz" diye konuştu.
Prostat kanserine nelerin yol açtığı konusunda araştırmalar yapıldığını anlatan Prof. Dr. Veli Yalçın, fazla kiloyla birlikte gündeme gelen yağlanma, kas güçlendirici hormon ilaçları almak, vücut geliştirmede kullanılan ilaçları kullanmak, çok fazla cinsel ilişkide bulunmak, prostat enfeksiyonu gibi nedenlerin araştırıldığını söyledi. Prof. Dr. Veli Yalçın, "Bugün bilinen nedenlerin başında genetik, hormonal, çevre ve diyet faktörlerinin prostat kanserinin oluşmasında rol oynadığı bilinmektedir. Organa
sınırlı kanser söz konusu olduğunda ameliyat gerekiyor. Erkeklerin, ameliyatın idrar kaçırmaya neden olduğunu, erkeklik fonksiyonlarının zarar gördüğünü hekimle tartıştıklarında ilk planda ameliyattan kaçındıklarını görüyoruz. Ancak kansersiz sağlığın daha önemli olduğunu da anlamaktadırlar. İdrar kaçırma ve cinsel fonksiyon bozukluğu bilahare tedavilerle düzelebiliyor" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Veli Yalçın, tüm hastaların cinsel fonksiyonlarının zarar görüp görmeyeceğini sorduklarını, onlar sormasa da hekimlerin bu konuda mutlaka bilgilendirdiklerini anlatarak, "Bu ameliyatın doğal olan iki tane önemli sonucu vardır. Bu ameliyatı olanlarda yüzde 8 oranında stres tipi idrar kaçırma yani öksürme, aksırma ve gülme sonucunda idrar kaçırma meydana gelmektedir. Burada idrar iradeli kontrol altında tuvalete yapılmakta ancak yetiştirememe tarzında ve birkaç damlacık şeklinde kaçırma oluyor. Bu ameliyatla idrarı kapatan, idrarın yapılmasını engelleyen kapakçıklar beraber alınmaktadır. Bir de irade dışı hissiyatsız idrar kaçırma vardır ki bu da yüzde iki oranında görülüyor. Bunları duyanlar, genç olanlar ameliyat olmaktan kaçınıyorlar" dedi.
Prof. Dr. Veli Yalçın, organa sınırlı kanserde kapsülün dışına yayılma yok ise prostat kapsülünün yakınından geçen ve sertleşmeyi sağlayan sinir ve damarlar korunarak ve onlara zarar verilmeden sinir koruyucu ameliyat uygulanabildiğini ifade ederek, "Ameliyatın sonunda normal sertleşmenin yüzde 30 daha azıyla ameliyat sonuçlandırılıyor. Yani eskisinden yüzde 30 daha az sertleşme oluyor. Daha sonra bu rahatsızlık ilaçlarla düzeltilebiliyor. Prostat kanseri eğer organın dışına taştıysa yüzde 35 inde açık ameliyatla tüm prostat çıkarılabilir, hastalık prostata sınırlı olabilir.Bu hastalarda ikinci bir seçenek ışın tedavisi, üçüncüsü ise hormon tedavisi vermektir. Bu üç yöntemin kombine edilmesi de diğer bir seçenektir. Kapsül dışına çıkmış ve etrafındaki komşu organlara sirayet etmiş kanserli hastalara ameliyat önerilmiyor" açıklamasında bulundu.</DIV>
Hastalığı organlara sıçrayan daha ilerlemiş vakalarında bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Veli Yalçın açıklamasını şöyle tamamladı;
"Prostat kanserinin ilk gittiği yer vücuttaki kemikler oluyor. Hiç sıkıntısı olmayan bir kişi 70 yaşında ayağının kayması sonucunda düşüp bacağını kırıyor. Kırığa bakınca tümör kırığı olduğu anlaşılıyor. Prostat kanseri kemiğe gidiyor ve en ufak bir darbede kırılıyor. Bel kemiği ve kalça kemiklerini tutabiliyor. Bu hastaların bel, kalça, ayak ve sırt ağrıları olabiliyor veya bazı nörolojik belirtileri olabiliyor. Bu durumda hormonal tedavi yapılmalıdır. En iyi hormonal tedavi erkeklik hormonunun
kesilmesidir. Yumurtalıkların alınması öneriliyor ya da ilaçlarla hormon salınımı ve etkisi ortadan kaldırılması sağlanıyor. Erkeklerimiz genellikle yumurtalıklarını aldırmayı tercih etmiyor, ilacı tercih ediyorlar. Ancak uzun süreli ilaç kullanımının yan etkileri olabileceği de hastaya anlatılmaktadır. "