Aenean ornare velit lacus, ac varius enim lorem ullamcorper dolore aliquam.
‘Tahta fırçasıyla bile fırçalasanız çıkmaz’
Son yıllarda beslenme konusu hiç olmadığı kadar çok tartışılırken, dün gece Abbas Güçlü Genç Bakış programına konuk olan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Kenan Demirkol ve Onkoloji Uzmanı Dr. Yavuz Dizdar da beslenme konusunu masaya yatırdı.
Prof. Dr. Kenan Demirkol "Çocukluk çağı kanserinin en önemli nedeni tarım ilaçları" diyerek sebze meyvelerde kullanılan tarım ilaçlarının yanlış kullanımına bağlı oluşan büyük tehlikeye dikkat çekti.
İşte programın özeti;
"ÇOCUKLUK ÇAĞI KAN KANSERİNİN EN ÖNEMLİ NEDENİ TARIM İLAÇLARI"
Prof. Dr. Kenan Demirkol özetle şu noktalara değindi;
– Tahta fırçasıyla bile yıkasanız tarım ilacını arındıramazsınız.
– Doğru beslenmeyi anneannelerinizden öğrenirsiniz, diyetlerden değil.
– Aslında insan ömrü biyolojik olarak 120 yıldır. Biz yaptığımız hatalarla bu 120 yıldan tavizler veriyoruz.
– Tarım ilaçları en az sigara kadar kanser yapıcıdır. Ve yiyecekleri tahta fırçasıyla bile yıkasanız tarım ilacının sadece yüzde 40’ını arındırabilirsiniz.
– Dünya tarım ilacı piyasası 40 milyar dolarlık bir piyasadır. Ve bugün çocukluk çağı kan kanserinin en önemli nedeni tarım ilaçlarıdır.
– Sadece toprağa serpilen azot gübresinin yağmur ile yeraltı sularına katılması sonucu bugün İzmir ve Ankara’da kuyu suları arsenikli.
– Her sabah evde kahvaltı yapın ve kahvaltıda yumurta yiyin, yumurtanın kolestrolünden korkmanıza gerek yok.
VÜCUDUN ŞEKERE HİÇ İHTİYACI YOK
– Biz vücudumuzun tolere edebileceğinden dört kat fazla şeker yiyoruz. Aslında insan vücudunun şekere hiç ihtiyacı yok. 1700 yılında İngiltere’de kişi başına yıllık şeker tüketimi 4 gramdı bugün ise 70 kilo.
– Bedeniniz zarar görmeden günde tüketebileceğiniz şeker miktarı sekiz kesme şeker kadardır. Bu sekiz şekere kahvaltıda yediğiniz bal, reçel ve hatta mevyedeki şeker de dahil.
TEREYAĞ AKLANMADI
– Tereyağ aklandı lafları yalan. Eğer hayvan sentetik yemle, pancar küspesi, mısır silajı ile beslenirse süt ağının bileşimi bozulur ve o sütten yapılan tereyağ bizi kalp hastası yapar. Ama mera sütünden yapılmış tereyağ zeytinyağından da değerlidir.
– Merada otalayan hayvanın sütünde omega 3 vardır. Ahırdan cıkmayan hayvanın sütünde asla yoktur. Mera sütünde CLA vardır ki en önemli antioksidandır. Merada otlayan hayvanın sütünde damar sertliği yapıcı domuş yağ asidi düşüktür, ahır sütünde yüksektir. Merada otlayan hayvanın sütünde insüline benzer büyüme hormonu vardır. Bütün hücrelerimizin yenilenmesini sağlar.
GERÇEK ADANA KEBABI DEĞİLSE YEMEYİN
– Biz hekimler yıllarca kırmızı et yemeyin kolestrol yapıyor diye bir saplantıya girdik. Kırmızı etten elde edeceğiniz demir sizin zihinsel performansınız için son derece önemli. Türkiye’de gençlerin yüzde 50’sinde demir eksikliğine bağlı kansızlık var.
– Rahatlıkla etrafındaki yağı alınmış, depo yağı uzaklaştırılmış parça eti yiyebilirsiniz. Ama Adana kebap yemeğin. Adana Ticaret Odası Adana kebabı koruma altına aldı. Gerçek Adana kebabı sadece merada otlayan hayvanın etinden ve kuyruk yağından yapılır. Eğer bu nizamnameye uymuş bir lokantada Adana kebap yiyorsanız isterseniz dört tane yiyin. Ama emin olmadığınız zaman yemeyin.
ÇÖPE GİDEN GIDAYLA AFRİKA DOYAR
- Bugün 7 milyar insanın 1 milyarı aç. Ama Dünya Tarım ve Gıda Örgütü’ne göre dünyada 10 milyar insanı besleyecek kadar gıda var. Dünyada açlığın sebebi gıda eksikliği değil. Amerikan tohum şirketleri kırk yılda bir açlık kartını oynanarak dünyayı aldatır ve malını satar.
– Sadece İngiltere’de son kullanma tarihi geçtiği için bir yılda çöpe giden gıda miktarı 18 milyon ton. İngiltere, Almanya ve Danimarka’da ambalajı açılmadan çöpe giden gıdayla Afrika tümüyle doyabilir.
DR. YAVUZ DİZDAR; "UHT SÜTÜN OKUL SÜTÜ OLARAK DAĞITILMASINI KABUL ETMİYORUZ"
– Hamburgerler yenilecek şeyler değiller. Benim bir hamburger karşıtlığım yok. Ama yedikleriniz hamburger değil. Endüstri bunları almış, köfte ekmek formundan çıkarmış, yüksek basınç işlemleri, içine koydukları mısır şekerleri ve rengini koyultmak için kattıkları nitratlarla köfte şeklini verip önünüze koyuyorlar.
– Bir hamburgeri alın koyun kütüphanenize, bakın 3 ay sonra herhangi bir kokuşma meyili var mı? Normalde bir köfte en az 3 gün içinde kokuşuyorken bir hamburger nasıl kütüphanede saklanıyor bunu anlamaya çalışın.
GELENEĞİNİZDE OLANIN DIŞINA TAŞMAYACAKSINIZ
– Erkekler de dahil, annelerinizden hatta anneannelerinizden neyin nasıl yapıldığını öğrenmek zorundasınız. Bunu yapmadığınız takdirde nasıl beslenmeniz gerektiği konusunda bir bilginiz olmayacak. Çünkü bunun yazılı bir kitabı yok. Geleneğinizde olanın dışına taşmayacaksınız. Bunun haricinde vücudunuzu dinlemeniz gerekiyor. Vücudunuzu dinlerseniz o size eksik kalmış ya da yenmemesi gereken ne varsa söylüyor.
UHT SÜTÜN OKUL SÜTÜ OLARAK DAĞITILMASINI KABUL ETMİYORUZ
– UHT süt, yani uzun ömürlü, bozulmayan, ekşimeyen, kokmayan, fazla tadı olmadığı için çocuklarınızın kolayca içtiği süt. Biz bunu istemiyoruz. Bunun okul sütü olarak dağıtılmasını kabul etmiyoruz. Bu benim değil halkın görüşüdür. Eğer hayvanlar meralarda salına salına dolaşıyor, istediklerini yiyorlarsa kaliteli süt böyle elde edilir. Bundan yapılan yoğurdu yiyeceksiniz. Bu yoğurt ekşiyebilir olacak çünkü tarım ilaclarının etkisinin giderilmesinin tek yolu, ekşiyebilir yoğurt ve ayrandır.
– Sütmatik ne dahiyane bir proje. Sokak sütçüleri dedikleri insanlar güğümle süt satan vatandaşlar. Korktukları da işte budur. Sütün içerisine insan emeğinin girmesini istemezler. Böyle bir mantıksızlığın karşılığında o zaman biz de otururuz güğüm sütçülerini organize ederiz. Bu zor birşey değil yeter ki doğru düzgün süt gelsin, çocuklarınız süt içsin.
TEMA VAKFI BAŞKANI; "ÜZERİMDEKİ KAZAK 36 YILLIK PARAM VAR AMA HAKKIM YOK TÜKETMEYE"
Programa konuk olan Tema Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca da gereksiz tüketim ve harcamaya dikkat çekerek; "üzerimdeki kazak 36 yıllık param var ama hakkım yok tüketmeye" dedi.
– Bugün reklama ödenen para 1 trilyon 100 milyar dolar. Nereden bu para? Kim verdi? Hayrettin verdi. Ben kendi kendimin katiliyim. Benden aldı o parayı. Tüket, tüket, yok et diyerek.
– Dünyayı ben kurtaracağım. Nasıl? Kendi ihtiyacımdan fazlasını tüketmeyerek. Batıracağım o ekonomiyi ve benim ihtiyacım kadar üreten bir ekonomi kuracağım. Nedir benim ihtiyacım? Doymak, barınmak, sağlık, eğitim. Ondan başka tüketmem. Ben bu kültürü yaşadım gençliğimde. Zengindik ama tüketmezdik.
– Bir giydiğinizi 5 sene giyebilirsiniz. Almayın yenisini. Benim üzerimdeki kazak 36 yıllık. Param var ama hakkım yok tüketmeye.
– Enerji ve teknolojiye karşıyım. Çünkü teknoloji işsizlik üretir. Ben fabrikamda 840 kişi çalıştırıyordum. Fuarlara gitmeye başladım, teknolojiyi gördüm, aldıkça işçi çıkardım. 320 kişiye kadar indik.
TÜRKİYE’DE MERA KALMADI
– Bugün Türkiye’de ilaç ve gübre kullanmadan tarım başlamıştır. Ve bu gittikce büyüyor. Üretim düşmüyor, aksine artıyor. Nikaragua ve Honduras’ta gübre ve ilaç kullanmadan mısır üretimini 0.4 tondan 4.5 tona çıkardılar. Fasulyeyi 170 kilodan 1500 kiloya çıkardılar.
– Ben Türkiye’yi geziyorum. Mera diye birşey kalmadı. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu gün 45 milyon hektar meramız vardı. Şimdi resmen 12 milyon hektara bana göre ise 7 milyon hektara indik. Ve meralara inşaat yapmak icin yasa çıkardılar. kaynak