Orta yaşa dikkat!

36755 Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu (TKASK) Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, Dünya Kanser Örgütü (UICC) tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye’de tütün kullanım oranının erkeklerde yüzde 54, kadınlarda yüzde 20 olduğunu ve en fazla 30-44 yaşları arasında tüketildiğini bildirdi…

Kutluk, 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla tüm kanserlerin yüzde 43’ünden korunmanın mümkün olduğunu belirterek, tütün ve tütün mamullerinin kullanılmaması, sağlıklı ve düzenli beslenme ile fiziksel aktivitenin kanserden korunmada önemli faktörler olduğunu söyledi.
Genetik faktörler hariç tütün ve tütün mamullerinin kullanımının kanser nedenleri arasında ilk sırada yer aldığını ifade eden Kutluk, ikinci sırada aşırı kilo ile fiziksel aktivite eksikliğinin geldiğini bildirdi.
”SPOR SALONLARINDA FİZİKSEL AKTİVİTE ORANI YÜZDE 1.4”
Dünya Kanser Örgütünce (UICC) Roy Morgan Research International ve Gallup tarafından 2007’de Türkiye nüfus dağılımına uygun şekilde 18 ilde 18 yaş ve üstü 2 bin 19 kişi üzerinde ”Kanserle İlişkili Bilgi ve Davranışlar Araştırması Türkiye Raporu” yapıldığını söyledi.
Araştırmaya katılanların yüzde 50.1’inin erkek, yüzde 36.6’sının ücretli çalışan ve yüzde 31.3’ünün 45 yaş üzerinde olduğunu anlatan Kutluk, veri analizi ve raporlamanın Avustralya Kanser Birliğince hazırlandığını bildirdi.
Kutluk, araştırma kapsamında tütün kullanımı, alkol tüketimi, güneş etkileri ve fiziksel aktivitenin göz önünde bulundurulduğunu belirterek, ”Araştırmaya katılanların yüzde 9.6’sı ara sıra, yüzde 3.6’sı haftada 1-4 kez, 1.7’si haftada 5 kez alkol kullanmakta, yüzde 85.1’i hiç alkol almamaktadır. Tütün kullanım oranı erkeklerde yüzde 54, kadınlarda yüzde 20’dir. 18-29 yaş aralığında tütün kullananların oranı yüzde 40.1, 30-44 yaşları arasındakilerde 43.9, 45-59 yaş aralığındakilerde yüzde 34.2 ve 60 yaş üstündekilerde 14.3’tür” diye konuştu.
Araştırma kapsamında ”Son 12 ayda hiç güneş yanığı oldunuz mu?’ sorusunu katılımcıların yüzde 61.6’sının ‘hayır’, yüzde 35.3’ünün ‘evet’ olarak yanıtladığını anlatan Kutluk, kişilerin fiziksel aktivitelerinin yoğunluk gösterdiği yerlerin başında yüzde 8.8 oranıyla iş yerlerinin geldiğine, bunu yüzde 7.6 ile ev, yüzde 1.4 ile spor salonlarının takip ettiğini söyledi.
”TARAMA YAPTIRANLARIN ÇOĞU KADIN”
Araştırmaya katılanların yüzde 0.8’inin kanser teşhisi aldığını, yüzde 17.4’ünün aile bireylerinin birinde kanser hastası olduğunu belirten Kutluk, şunları kaydetti:
”Toplamda katılımcıların yüzde 7.5’i geçmişte kanser teşhisi için taramadan geçtiklerini bildirmişler. Taramadan geçenlerin büyük bir kısmı kadınlardan oluşmaktadır ve bu kişilerin yarısından fazlası mamografi tetkiki yaptırmıştır. Tetkiklerin yüzde 5.6’sı erkeklere, yüzde 9.5’i ise kadınlara yöneliktir. Taramaların yüzde 0.5’i bağırsak veya kolon, yüzde 0.67’si cilt, yüzde 1’i akciğer, yüzde 1.1’i prostat, yüzde 3’ü mammogram, yüzde 1.5’i pap simir ve yüzde 3.7’si ise diğer tetkikleri kapsamaktadır.”
Kutluk, katılımcıların yüzde 52.6’sının kanserin tedavi edilebilir, yüzde 24.1’inin tedavi edilemez bir hastalık olduğunu ve yüzde 23.3’ünün de ‘kararsız’ yanıtını verdiğini söyledi.
Katılımcıların yüzde 41.6’sının tedaviyle ilgili tüm kararları hekimin, yüzde 24.7’sinin hastanın ihtiyaç ve özelliklerine göre yine hekimin, yüzde 19.2’sinin hekim ile hastanın birlikte vermesi gerektiğini ifade eden Kutluk, yüzde 5.7’sinin hastanın karar vermesi gerektiğini, yüzde 8.8’i de ‘yanıt yok’ cevabını verdiğini bildirdi.
Araştırmaya katılanların kanseri, kalp hastalıkları ve AIDS’ten daha önemli bir sağlık sorunu olarak gördüklerini dile getiren Kutluk, ”Katılımcıları yüzde 80.5’i kanseri, yüzde 60.4’ü kalp hastalıklarını ve yüzde 20.1’i AIDS’i önemli bir sağlık sorunu olarak görüyor” diye konuştu.
Kutluk, kabul edilen kanser risk faktörleri açısından katılımcıların yüzde 92.9’unun sigarayı ilk sıraya koyduklarını belirterek, risk faktörlerini yüzde 90.4 ile alkol, yüzde 71.5 yaş tütün, yüzde 70.9 stres, yüzde 67.8 yağlı yiyecekler, yüzde 64 virüs ve bakteriler, yüzde 61.5 aşırı kilo, yüzde 59.7 hava kirliliği, yüzde 51.6 kırmızı et, yüzde 43.6 cep telefonu, yüzde 39.6 sebze tüketilmemesi, yüzde 38.4 yetersiz fiziksel aktivite, yüzde 37.9 meyve tüketilmemesi, yüzde 36.6 tahıl ve bakliyatların az tüketilmesi ve yüzde 23.6 musluk suyu kullanımının takip ettiğini kaydetti.

kaynak