Aenean ornare velit lacus, ac varius enim lorem ullamcorper dolore aliquam.
Meme kanserine kök hücre freni
Müthiş yöntemle kansere "dur" deyin!
Her 8 kadından birinde görülen meme kanserindeki metastaz riski kök hücre destekli yüksek doz kemoterapi ile azaltılabiliyor. Meme kanserinde, standart tedaviler sonrasında yüzde 80’e kadar çıkabilen metastaz riski, kök hücre tedavisiyle azalırken, yaşam süresi ve kurtulan hasta sayısı da aynı oranda artıyor.
Romatizmadan nörolojik rahatsızlıklara günümüzde artık birçok hastalıkta başvurulan kök hücre destekli yüksek doz kemoterapi tedavisi, meme kanserindeki metastaz riskini de azaltabiliyor. “Bu farklı bir kemoterapi uygulama yöntemidir” diyen Prof. Dr. Yener Koç; meme kanserinde uygulanan kök hücre destekli yüksek doz kemoterapi tedavisini anlattı:
• KENDİNDEN KÖK HÜCRE NAKLİ: Metastaz riski yüksek olan meme kanserli hastalara otolog (kendinden) ilik naklini yani kök hücre naklini öneriyoruz. Bizde buna kök hücre nakli deniyor ama aslında bizim yaptığımız gerçek kök hücre nakli değil; kök hücre destekli yüksek doz kemoterapi. Otolog yani kişinin kendinden alınarak yapılan kök hücre naklinde, hastaların iyileşmesi kök hücre sayesinde olmuyor; yüksek doz kemoterapi veriyoruz ve kişi bu yüksek doz kemoterapi sayesinde iyileşme şansını artırabiliyor.
• YÜKSEK DOZ KEMOTERAPİ UYGULANABİLİYOR: Peki o zaman niye kök hücre toplayıp da hastaya veriyoruz? Yüksek doz kemoterapinin yan etkilerini azaltmak ve tedaviyi tolere edilebilir hale getirmek için… Bir kişiye çok yüksek doz kemoterapi verirseniz (normalin 10- 20 katı) kan yapımı kalıcı olarak bozulabilir. Bu yan etki, yüksek doz kemoterapi uygulanmasının önünde olan en önemli engellerden birisidir. Bu engeli aşmak için topladığımız kan yapıcı kök hücreleri veriyoruz. Böylece verilen kök hücreler kemoterapi sonrası etkilenen kan yapımını 10-15 gün içinde normale döndürüyor, kemoterapiyi uygulanabilir hale getiriyor.
• DOĞRU HASTA SEÇİLMELİ: Burada önemli olan; yöntemin hangi meme kanserli hastalara uygulanabilir olduğudur. Hasta seçimi çok önemli. Yani her meme kanseri hastasında işe yaramayabilir; ancak uygun hastalarda kök hücre nakli yapılırsa yaşamı uzatıcı ve hastalığın geri gelmesini engelleyici etkisi var.
• METASTAZ RİSKİ YÜZDE 15 AZALIYOR: Kök hücre destekli yüksek doz kemoterapiden fayda sağlayacak meme kanserli alt grupları şöyle sıralayabiliriz: Östrojen reseptörü pozitif olanlar, menopoza girmeden önce kanser tanısı alanlar, grade-1 tümörü olanlar, koltuk altında 4’ten fazla lenf düğümü tutulumu olanlar ve kanser erb onkogeni olmayanlar… Araştırmalar; bu hastalar ele alındığında normal kemoterapiye göre yüzde 15’e varan bir hastalıksız yaşam veya yaşam uzaması üstünlüğü sağlandığını göstermektedir. Bu tedaviyle her sekiz hastadan birini bu kök hücre nakliyle uzun yaşar ya da kurtulmuş görmek mümkün.
• ÖNCE TEDAVİ SONRA KÖK HÜCRE: Hastanın bu tedaviye uygun olduğuna karar verdiğimiz zaman; hasta ameliyatını olmuş, normal kemoterapisini bitirmiş ve ışınını almış oluyor. Biz bu tedaviyi uygulayacağımızda, kemoterapiyi altıya tamamlayacağımıza üç kürde kesiyoruz. Onun yerine bir ay süren bu yüksek doz kemoterapiyi uyguluyoruz. Böylece hastanın tedavisi altıdan dört küre inmiş yani kısalmış ve daha etkin bir tedavi almış oluyor.
• KAN YAPICI HÜCRELERDEN YARARLANIYORUZ: Kök hücre tedavisi bir mucize değildir; bu bir yüksek doz kemoterapi verme yöntemidir. Tecrübeli bir ekip, daha yüksek kemoterapi vermek istiyor ve daha çok kanser hücresi öldürmek istiyor, bunun için de kan yapıcı hücrelerden yararlanıyor. Olay budur! Büyütmemek ama korkmamak da gerekiyor!..
• TÜRKİYE’DE YAYGINLAŞMALI: Son on yılda Avrupa bu tedavi yöntemini sahiplenmiş durumda. Bu yöntem günümüze kadar 30 binin üzerinde meme kanserli hastaya uygulandı. Türkiye’de de bu yöntemi uygulayan merkezler mevcuttur. Ancak Türkiye’de çok az onkoloji ünitesinde ilik nakli yapıldığı için bu yöntem yeterince gelişmedi. Oysa ilik nakli üniteniz yüzde 2’nin altında bir ölüm riskiyle çalışıyorsa, yüksek doz kemoterapinin normal kemoterapiden daha yüksek bir riski yoktur. O zaman bu üniteler çok rahatlıkla meme kanserli hastalara bu yöntemi önerebilmeli. Ama eğer ünitede yüzde 5’in üzerinde ölüm riski varsa kesinlikle önerilmemeli.
ANESTEZİ GEREKMEDEN KÖK HÜCRELER TOPLANIYOR
Meme kanserinde uygulanan kök hücre destekli yüksek doz kemoterapi tedavisi şöyle uygulanıyor: Hastaya beş gün kök hücreleri artıran aşı gibi bir iğne yapılarak, kan yapıcı hücreler elli kat artırılıyor. Dördüncü günden itibaren kök hücre toplayabiliyoruz. Kök hücreleri toplayan aferez makinesiyle 3.5 saatte işlem tamamlanıyor. Hasta televizyon izlerken, iki kolunda iki iğneyle kök hücre toplanabiliyor. Bu işlemden sonra hasta kendine gelsin diye bir-iki gün ara veriyoruz. İki gün sonra yüksek doz kemoterapi ilacını veriyoruz, 24 saat sonra da daha önce topladığımız kök hücreleri veriyoruz. Verilen kan yapıcı hücreler on gün içinde iliğe yerleşiyor ve kan yapmaya başlıyor. Böylece hastayı yüksek doz kemoterapinin yan etkilerinden korumuş oluyoruz.
MEME KANSERİ ARTIK MİLLİ PİYANGO DEĞİL
Meme kanseri tedavisinde basit bir kemoterapi ilacı bile insan yaşamını uzatıyor, hastalıksız sağ kalımı artırıyorken yüksek doz kemoterapi niye işe yaramasın? Bir ilaç, hastalıksız sağ kalımı yüzde 2 bile artırsa istatiksel olarak anlamlı bulunuyor, binlerce hastada uygulanıyor. Şimdi burada yüzde 15’e varan farklar varken niye uygulanmasın? Günümüzde sekiz kadından biri meme kanseri oluyor. Bu milli piyango değil; oldukça yüksek bir risk! Kök hücre destekli yüksek doz kemoterapi yöntemi yüzde 15’e kadar hayat kurtardığına göre binlerce kadının hayatını kurtarabiliriz.kaynak