Aenean ornare velit lacus, ac varius enim lorem ullamcorper dolore aliquam.
Kanserle ilgili doğru sanılan yanlışlar
"Domates, brokoli, lahana ve yeşil çay gibi gıdaların bilindiği gibi kanserden koruduğuna dair yeterli veriler yok"
3. Prevantip Onkoloji Sempozyumu öncesi basın toplantısı düzenleyen Hacettepe Üniversitesi’nde görevli Prof. Dr. İsmail Çelik, vitamin kapsüllerinin kanserden koruma etkisi olmadığını belirterek, "Domates, brokoli, lahana ve yeşil çay gibi gıdaların bilindiği gibi kanserden koruduğuna dair yeterli veriler yok" dedi.
Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Belek beldesinde düzenlenen 3. Prevantif Onkoloji Sempozyumu devam ediyor. ‘Kanserden korunma’ ile ilgili bütün detayların ele alındığı sempozyumla ilgili Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü, Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Çelik, Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer ve Hacettepe Üniverisetesi’nde görevli Doç. Dr. Mutlu Hayran bir basın toplantısı düzenledi.
Ana temalarını ‘Jinekolojik, Ürülojik ve Gastrointestinal kanserlerde tarama ve erken tanı’ konularının oluştuğu kongrede kanserin genetik geçişten daha çok yaşam tarzı kökenli olması vurgulandı.
KANSERLERİN YARISI TÜTÜN NEDENİYLE OLUYOR
Basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sempozyum Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, kanserlerin yüzde 95’inin tütün, kilo, alkol ve enfeksiyonlar nedeniyle oluştuğunu söyledi. Tütün kullanımının her çeşit kanseri arttırdığını belirten Çelik, "Tüm kanserlerin yaklaşık yarısın tütün kullanımı nedeniyle meydana geliyor. Pasif içicilik de kanser sebebidir. Sigara içmeyenlerde çevresel tütün dumanına maruziyet akciğer ve meme kanseri riskini arttırmaktadır" dedi.
KANSERDEN KORUNMAK İÇİN GÜNDE 5 PORSİYON MEYVE VE SEBZE TÜKETİN
Kanserden korunmak için beslenmeye çok dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Çelik, şöyle konuştu; "Günden en az 5 porsiyon meyve ve sebze tüketmek gerekiyor. Ayrıca yağdan düşük, lifçe yüksek gıdalar tüketmek gerekiyor. Kırmızı et ise haftada birden fazla yenmemeli"
ALKOL SİGARA İLE BİRLİKTE KANSOROJEN ETKİSİNİ ARTTIRIYOR
Obezitenin kanser olma riskini arttırdığını belirten Çelik, "Alkol kanseri tetikler. Az miktarda bile olsa alkol kanserojen etki gösterir. Özellikle sigara ile birlikte kullanıldığında bu etki daha da artar" şeklinde konuştu.
KANSER İLE İLGİLİ EFSANELER VAR
Türkiye’de her gün ortalama 350 kişinin öldüğü kanserin önlenmesi amacıyla halkın doğru sandığı bilgilerin aslında yanlış olduğunu söyleyen Çelik, "Mesela soyanın içindeki kadınlık hormonu olan östrojene benzer maddeler, yüksek dozda alındığında meme ve rahim kanserine yol açabilir. Ayrıca ceviz, fındık, fıstık gibi zararsız olduğu ve kolestrol içermediği söylenen yağlı gıdalar çok miktarda alınması halinde şişmanlatır.
Bu da kansere olumsuz etki yapar. Domates, brokoli ve lahana gibi gıdaların yüksek miktarlarda tüketilmesinin kanserden koruduğuna dair veriler yeterli değildir. Aspartam ve sakarin gibi yapay tatlandırıcıların kansere neden olduğu bilgisi ispatlanmamıştır. Kahve tüketiminin kansere neden olduğu ve yeşil çayın kanserden koruduğuna dair bilimsel bir bulgu yoktur" dedi.
GDO’LU GIDALAR KANSER RİSKİ OLUŞTURUYOR ŞEKLİNDE BULGU YOK
Son günlerde çok tartışılan GDO’lu gıdaların kanser riskini arttırdığı şeklindeki haberleri de değerlendiren Çelik, "Genetiği değiştirilmiş gıdaların, kanser riskini artırdığına dair bilimsel bir bulgu yoktur. GDO’lu gıdalar kanser yapmaz ya da yapar demiyorum. Bu çok hassas bir konu. Ama şu ana kadar kanser riskini arttırıcı bir bulgu yok. Bununla birlikte hazır gıdalardaki katkı maddelerinin, uygun oranlarda kaldığı takdirde kanser yapıcı etkisi de mevcut değildir" dedi.
Şimşek, havuzun içinde bulunan beta-karoten maddesinin fazla alınması halinde, sigara bağımlılarında akciğer riskini arttırdığını dile getirdi.
VİTAMİN TAKVİYESİ ZARARLIDIR
"Vitamin takviyesi ve kapsüllerinin kanserden koruma etkisi yoktur aksine kanseri tetiklediğini gösteren çalışmalar mevcuttur" diyen Çelik , "Yiyeceklerle alınan folat kanserden koruyucu etki yaparken hergün yüksek dozda folat vitamin tableti tedavisi ile artmış kanser ve kalp damar hastalığı riski gösterilmiştir"
"Bazı bilimsel çalışmalarda folik asidin felç ve kalp hastalığı riskini azaltacağının, kalın bağırsak kanserini engelleyebileceği bulguları ile birçok insan kalp hastası ve kanser olmamak için folik asit tabletleri kullanmaya başladı." değerlendirmesinde bulunan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü; "Hatta Amerika, Kanada ve Şili gibi unlara ve benzeri ürünlere folik asit eklenmeye kadar yaygın kullanıma girdi.
Fakat yıllar sonra özellikle gıda takviyesi yapılan bu ülkelerde kalın bağırsak ve prostat kanserlerinde yüzde 200′ e varan artışlar dikkati çekmeye başladı. 2009 yıllarının ortalarından itibaren sayıları gittikçe artan araştırmalarda folik asidin yüksek dozlarının normal hücreler yanında kanser hücrelerinin çoğalmalarını kolaylaştırdıkları ve artırdıkları gösterildi. Norveç’te yapılan çalışmalarda folik asit ve B12 desteği alan kalp hastaları arasında akciğer kanserine yakalananların oranının, genel nüfusa göre yüzde 25 daha fazla olduğunu ortaya kondu. Araştırmada ayrıca, vitamin desteği alanların diğer kanser hastalıkları ve diğer rahatsızlıklardan ölüm oranı da daha yüksek çıktıi" ifadelerini kullandı.
KANSERDEN KORUNMAK İÇİN MAĞARA İNSANI ÖRNEĞİ
İlk insanlarda kanserin olmadığını belirten Çelik, mağara insanı modeli ile kanserden korunulabileceğini söyledi. İlk insanın sigara içmediği ve çevresinde sigara içilmediğini belirten Şimşek, "İlk insan ne bulursa onu yerdi. Vitamin hapı, takviye gibi diyet kandırmacalarına maruz kalmazdı. Yiyeceğini bulmak için saatlerce koşturur egzersiz yapardı. Alkol kullanmazdı. Güneş ışığından korunmada modern insana göre daha dikkatliydi. Güvenli cinsel yaşam konusunda daha şanslıydı" dedi.
CEP TELEFONU KANSERE NEDEN OLMUYOR
Toplantıya katılan Doç. Dr. Mutlu Hayran ise "Cep telefonu kullanımına bağlı kanser gelişimi konusunda veriler yetersiz olup kullanımının kısıtlanmasına dair bilimsel bir öneri yoktur" diyerek şöyle konuştu: "Kanseri şu meyve önler bu sebze önler diye bir şey diyemeyiz. Çünkü böyle bir şey yok. Bu toplumu doğrulardan uzaklaştırdığı gibi hastaların kanseri arttırıcı hareketler yapmalarına neden olabilir. Toplumdaki kanserle ilgili sıkıntılar haberler ile başlıyor. Basın şu an da kanser yapıyor".
TÜRKİYE’DE SİGARA OLMASAYDI 100 BİN KİŞİ ÖLMEYECEKTİ
Kanserin bir korku adası olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Murat Tuncer ise, "Türkiye’de sigara olmasaydı 100 bin kişi hayatını kaybetmezdi. Kanserin en önemli nedeni olan sigara bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalanan insanlar tedavi edilmelidir. Bu nedenle SGK sigarayı da kapsamı altına almalıdır" dedi.
6 AY ANNE SÜTÜ KANSER RİSKİNİ AZALTIYOR
Türkiye’nin gelecekteki kanser profilini annelerin şekillendireceğini dile getiren Tuncer, "Çocuklara 2 yıl anne sütü verilmeli. İlk 6 ay içerisinde ise sadece anne sütü ile beslenmeli. Bebekleri mamasız büyütmek ve sigara olan ortamlardan uzak tutmak gerekiyor. Bebekleri 2 yıl anne sütü ile beslemek anneleri de meme kanserine karşı korur. Bebeği de bir çok hastalıktan korur. Kanser hastalarının yüzde 10’unda hastalığa yakalandığını bir evre önce fark edebilirsek 2020 yılında 100 milyon TL kazançlıyız" dedi.
Sigara içilmesiyle ilgili pazarlığın kanserle yapılan pazarlık olduğunu anlatan Tuncer, "Sigara bağımlığında profesyonel destek çok önemlidir. Ve ancak farmakolojik tedavi ile başarı oranın artmaktadır. ”Tedavi almaksızın kendisi bırakan kişilerin sadece yüzde 5’inin bir yıl sonunda sigara içmemekte; profesyonel destekle başarı şansı yüzde 15’e çıkmakta, farmakolojik tedaviyle yüzde 25-30’ların üzerinde başarı sağlanmaktadır. Hacettepe Üniversitesi Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı’nda kurulan Sigara Bırakma Ünitesi’ne son 2 yılda 574 başvuru olmuş ve bu kişilerde sigara bırakma başarı oranımız %60’a varmıştır. Bu rakam Avrupa ve Amerika’da ki ortalamaların çok üzerindedir’ dedi.kaynak