Kanserin ilacı Urla’da bulundu

3 (223) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde hücre kültürü laboratuvarında sentezlenen moleküllerin kanser hücrelerinde düzenli ölüme sebep olup, aynı tür ilaçlara göre 80 kat daha etkili olduğu ortaya çıktı

Çağımızın ‘amansız hastalığı’ kansere karşı dünyada her yıl binlerce araştırmaya milyarlarca dolar harcanırken, Urla’daki İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde 3 yıldır büyük gizlilikle yürütülen yeni tür anti kanser ilacında önemli aşamaya gelindi.
İYTE’deki hücre kültürü laboratuvarında sentezlenen moleküllerin kanser hücrelerinde düzenli ölüme sebep olurken, aynı tür anti kanser ilaçlarına karşı 80 kat daha fazla etkili olduğu ortaya çıktı. Anti kanser ilacından sağlıklı hücrelerin zarar görmediği de tespit edildi. İyaç,şimdi moleküler laboratuvar sonuçlarından sonra farelerde, ardından da klinik ortamda denenecek. Bu deneylerin başarılı olması halinde kanserle tedavide devrim yaşanacak.
İYTE Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Ali Çağır, ekibiyle beraber ‘Yeni Tür Anti Kanser İlacı Projesi’ üzerinde 3 yıldır çalıştıklarını belirterek, projede laboratuar aşamasının başarıyla tamamlandığını açıkladı. Projeyi büyük bir gizlilik ve titizlik içinde sürdürdüklerini ifade eden Çağır, "Daha önce farelerde denenen ve başarılı olan bir molekülü daha da güçlendirmek için yola çıktık. Bu molekülün değişik türlerini hazırladık. Yaptığımız laboratuar deneyi sonucunda daha önceki moleküllerden 80 kat daha etkili bir yapıya ulaştık. Bazı kanser hücrelerinde yüzde 50 hücre ölümü gördük. Bu ölümün düzenli olup olmadığını inceledik. Çünkü kanserdeki asıl sorun kanserli hücrelerin düzenli ölüme gitmemeleri. Sonuçta düzenli hücre ölümü gördük. Ayrıca maddenin sağlam olan hücrelere zarar vermediğini tespit ettik" diye konuştu.
Projenin 2 yıl boyunca fareler üzerinde süreceğini belirten Çağır, ardından klinik deneylere başlayacaklarını söyledi. Klinik deneylerde en az 10 denek üzerinde çalışacaklarını kaydeden Çağır, "Her şey yolunda giderse 5-6 yıllık sürede projeyi tamamlayacağız. Bu süre çok uzun değil. Normal koşullarda dünyada bir ilacın keşfedilip ilaç olarak piyasaya sürülmesi 14 yıl sürüyor" dedi.

TÜBİTAK’A BAŞVURULDU

Deneylerin farelerde uygulanması için TÜBİTAK’a başvurduklarını dile getiren Çağır, TÜBİTAK’ın onayı halinde projeye 350 bin lira aktarılacağını söyledi. Patent almak için de Türk Patent Enstitüsü’ne başvurduklarını açıklayan Çağır, "Dünyada benzer çalışmalar var. Ancak kullandığımız yöntem ve aldığımız sonuçlar bize ait. Bu nedenle çalışmalarımızın korunmasını istiyoruz. Projeye bundan sonraki aşamada Ege Üniversitesi Bilim Teknoloji ve Araştırma Merkezi ile Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi de girmeye karar verdiler" dedi. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Mustafa Güden de, kanser tedavisinde çığır açacak çalışmaların tüm insanlığın faydasına olacağını söyledi.

ADÜ’nün hedefi "Tamamlayıcı Tıp Merkezi"

Adnan Menderes Üniversitesi’nin yeni Rektörü Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu, ‘Tamamlayıcı Tıp Merkezi Projesi’ni en kısa sürede hayata geçirmeye çalışacaklarını söyledi. Birincioğlu, merkezde, kansere karşı mücadele veren hastaların ağrılarının dindirilmesi ve morallerinin artırılması, ömürlerinin uzatılmasının sağlanacağını belirtti.
Geçtiğimiz ay yapılan seçimlerde ADÜ’nün yeni rektörü seçilen Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu en önemli projesinin ‘Tamamlayıcı Tıp Merkezi’ kurmak olduğunu açıkladı. Birincioğlu, kanser hastalarının, hastalık süreçlerini en iyi şekilde geçirip ömürlerini uzatmak için bu merkezi çok önemsediğini ifade ederek, "Türkiye’de hastalar acı çekerek ölüyor" dedi.
UZMAN YETİŞECEK
Birincioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Siz kanser hastasına ‘Senin tedavini yaptım, artık yapabileceğim bir şey yok. Evine git, ölümü bekle’ deyip tedavisini bitiremezsiniz. Bu hastanın uykusuzluğunu, mutsuzluğunu, hayata bakışını, hastalığı ile birlikte ele almak zorundasınız. Fitoterapi (bitkisel tedavi), banliyö (sıcak su terapisi), akupunkturla kişinin ömrünü uzatabilecek her türlü tedaviyi sağlayabilmelisiniz. Dünya bu tür merkezlerin oluşturulmasına doğru gidiyor. Ben de Türkiye’de bir hastane bünyesinde ilk kez ADÜ’de böyle bir merkez açmayı hedefliyorum. Bu merkezde bitkilerin etken madde oranları, hangi hastalıklara hangi oranda iyi geldiğini araştıracağız, kullanacağız. Ayrıca tamamlayıcı tıp alanında uzmanlaşacak doktorlar da yetiştireceğiz."kaynak