”Kanser ağrısı kader değil”

Kanserin tüm tedavi aşamalarında olduğu gibi ağrı tedavisinde de çok büyük gelişmeler var

733214_detay Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Aydın, kanserin tüm tedavi aşamalarında olduğu gibi ağrı tedavisinde de çok büyük gelişmeler yaşandığını söyledi.
Prof. Dr. Aydın, bir sağlık şirketi tarafından düzenlenen, ”Kanser Ağrısı Kader Değildir” konulu toplantıda, kanserde ağrının önemli bir problem olduğunu belirterek, kanser tedavisinin uzun süren bir süreç olduğunu, ağrının her zaman kanser hastalarının karşısına çıkabildiğini vurguladı.
Kanser tedavisinde, kişiyi hastalıktan kurtarma ve şikayetlerini önleyerek normal hayatını sürdürmesini sağlamayı amaçladıklarını ifade eden Aydın, ”Hastanın yaşam kalitesini korumayı sağlarken, mücadele etmemiz gereken problemlerden biri de ağrı. Ağrı insanlara en çok ızdırap veren şey. Kanser hastalarında ağrı olunca, bu hastaların tedaviye uyumu bozuluyor, tedaviyi reddettikleri durumlar da olabiliyor” diye konuştu.
”Kanserin tüm tedavi aşamalarında olduğu gibi ağrı tedavisinde de çok büyük gelişmeler yaşandığı” diyen Prof. Dr. Fazıl Aydın, , şunları söyledi:
”Bugünkü ilaçlarla hastanın ağrısının hemen hemen tamamına yakınını kontrol altına alabiliyoruz. Morfin türevi ilaçlar kullanılıyor. Hastalar, morfin lafını duyunca irkiliyorlar, yani ‘benim işim mi bitti, niye bu bana veriliyor’ diyor, ama aslında hiç onunla ilgisi yok. Çoğu zaman kullanmamız gereken bir seçenek oluyor, ama şunu da itiraf edeyim tüm hekimlerde olduğu gibi onkologlarda da bu tedavi biraz zaman zaman ihmal ediliyor. Geç kalınıyor morfin tedavisine başlanmakta. Hastaya önemli bir yan etkisi olan bir tedavi değil. Burada önemli olan hastanın yaşam kalitesini korumaksa, bu tedavi bizim için kaçınılmazdır. Çoğu zaman da bunu uyguluyoruz.”
BİRİNCİ YAKINMA NEDENİ
KTÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feyyaz Özdemir de kanserin ender rastlanan bir hastalık olmadığını, giderek arttığını, Türkiye, Avrupa ve Amerika’da ölüm nedenleri arasında ikinci sıraya çıktığını belirtti.
Türkiye’de her yıl 400 bin yeni kanser vakasının ortaya çıktığına değinen Özdemir, ”Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kanser sayıları artmakta. Bu duruma yaşlanan bir toplum olmamız da bir etken. Sigara, obezite gibi birtakım çevresel faktörlerin de çok önemli rol oynadığını biliyoruz” dedi.
Özdemir, tüm kanser hastalarının yüzde 60- 80’inde ağrı olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
”Ağrı, kanserli hastaların birinci yakınma nedeni. Bu ağrı, kanserin kendisinden bile daha kötü olarak hastalar tarafından bildiriliyor. Bunu önlemek biz onkologların başlıca görevini teşkil ediyor. Günümüzde artık ağrı tedavisinde bulantı, kusmada olduğu gibi çok yol kat ettik. İstisnalar hariç, hiçbir hastamıza ağrı çektirmiyoruz. Bu, bir onkoloğun başlıca görevini teşkil ediyor. Hala daha biz bilmekteyiz ki maalesef onkolog olmayan ellere başvurdukları zaman, bu tedavi şanslarını yitiriyorlar. Hastalar, ağrı gibi birtakım şikayetler eşliğinde kalan hayatlarını geçiriyor. Mutlaka tüm hastaların doğru ellerde kontrol altına alınması gerekiyor.”
Kanser ve kanser ağrısının bir kader olmadığını, etkin bir ağrı tedavisi yapılmasında günümüzde hiçbir engelin bulunmadığını ifade eden Özdemir, ”Tamamen ağrıyı kontrol altına alabiliyoruz ve hiçbir hastamız bu olumsuz şikayetle karşımıza gelmiyor, gelse de bunu kontrol altına alabiliyoruz artık. Bizim için yaşam kalitesi, yaşam kadar önemli” diye konuştu.kaynak