En çok öldüren ikinci hastalık!

Uzmanlardan öldürücü hastalıkla ilgili önemli açıklamalar geldi…

617986_detay Halk sağlığı uzmanları, günümüzde en çok öldüren hastalıklardan biri olan kanser üzerinde çevre kirliliğinin etkisinin büyük olduğunu, kanserin yüzde 95 oranında çevresel etkenlerden kaynaklandığını bildirdi.
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin, vücudu oluşturan hücrelerin herhangi bir nedenle normal yapısının değişerek, kontrolsüz biçimde çoğalarak sağlığa zarar verecek hale gelmesi biçiminde ortaya çıktığını ifade etti.
TBMM Kanser Araştırma Taslak Raporu’na göre Türkiye’de kanserlerin önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirten Yorulmaz, gelecekte öneminin daha da artacağını gösteren çok ciddi bilgiler olduğunu ifade etti.
Bu rapora göre, Türkiye’de her yıl ortalama, 150 bin yeni kanser vakası ortaya çıktığını anlatan Yorulmaz, ‘Türkiye’de her yıl ortalama 140 bin kişi kanserden ölüyor ve yaklaşık 400 bin yaşayan kanser vakası bulunuyor. Yani her bin kişiden 2 tanesi her yıl kansere yakalanıyor ve her 100 kanser hastasından 35’i her yıl kaybedilmekte’ diye konuştu.
‘KANSER, TÜRKİYE’DE İKİNCİ EN ÇOK ÖLDÜREN HASTALIK"
Türkiye’de ölümlerin nedenleri arasında ilk sırada kalp damar hastalıklarının geldiğini bildiren Yorulmaz, ikinci sırada ise kanserin geldiğini söyledi.
Türkiye’de erkeklerin en çok akciğer kanserine yakalandığını belirten Yorulmaz, kadınlarda ise meme kanseri biçiminde ortaya çıktığını ifade etti.
Yorulmaz, şöyle konuştu:
‘Kanserlerin yüzde 95’i çevresel etkenlerden kaynaklanıyor. Bir kısmı farkında olmadığımız ya da elimizde olmadan maruz kaldığımız etkenler olsa da, yapılan çalışmalar kanserlerin üçte birinin önlenebilir olduğunu göstermekte. Yani her yıl Türkiye’de ortaya çıkan 150 bin kanserden 50 bini aslında önlenebilir durumda. Bu açıklamanın da gösterdiği gibi gelecekte kanserle ilgili kötü tahmin önlenemez, mutlaka başımıza gelecek bir bela değil. Eğer gerekli önlemleri alır, kanserlerin yüzde 95’inin neden olduğu çevre kirliliğinin aynı şekilde sürmesi önlenir ve kendi kontrolümüzde olan kanser nedenlerinden kaçınabilirsek, bu kötü beklentiyi iyiye çevirebilir, en azından on binlerce insanı kanser olmaktan koruyabiliriz.’
KANSERDEN KORUNMAK İÇİN SAĞLIKLI ÇEVRE
Kanserden korunmada ilk sırada önem verilmesi gerekenin sağlıklı bir çevrede yaşamak olduğunu belirten Yorulmaz, su ve besinlerden, zehirli maddelerden, ilaçlara, sigaradan, cinsel hayata kadar çevredeki her şeyin kansere yol açabilen pek çok zararlı madde ile insanları etkilediğini ifade etti.
Sigaranın kanser yaptığı konusunda hiç kuşku bulunmadığını bildiren Yorulmaz, bunun yanı sıra nargile ya da başka biçimde kullanılan tütünden, alkolden ya da fazla hayvansal yağ, ateşle doğrudan temas eden et, şişmanlık ya da aynı ölçüde zararlı olan zayıflıktan kaçınılması gerektiğini anlattı.
Yorulmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘Her gün hiç olmazsa yarım saat yürüyüş yapmak, toplumun büyük çoğunluğu için hiçte zor olmayan, ancak çoğunlukla bir bahane bularak ihmal ettiğimiz çok önemli korunma yollarından biri. Cilt kanserlerinin en önemli nedeni olan, aşırı güneş ışığına maruz kalma zorunluluğu durumunda önlem almakta çok zor değil.’
Kanserin oluşmasındaki en temel sorunun çevre kirliliği olduğunu belirten Yorulmaz, bu etkenleri, baca filtreleri, arıtma tesisleri olmayan ya da olduğu halde çalıştırmayan sanayi kuruluşları, kontrolsüz, aşırı, zamansız ya da izin verilmeyen tarımsal ilaç, sağlığa zarar verebilen tüm ürünler ile yoğun trafiğin oluşturduğunu söyledi.
Sanayi, ekonomi, ulaşım ve ithalatın da çok önemli ve vazgeçilmez olduğunu anlatan Yorulmaz, ancak bunların hiçbirisinin insan sağlığından daha önemli ve öncelikli olamayacağını ifade etti.
Yorulmaz, şunları kaydetti:
‘Çevrenin kanser üzerindeki etkisi büyük. Bu nedenle çevre kirliliğinin yoğun olarak yaşandığı bölgelerde çalışmalarımız mevcut. Şu anda Ergene Nehri’ndeki kirliliğin civarda yaşayan insanların sağlığı üzerindeki etkisini araştırıyoruz. Bölgede bir çok olumsuz vakayla karşılaştık. Ergene Nehrin’deki çalışmalarımız hala sürüyor.’kaynak