Ailesini kaybetti, erken tanıyla kurtuldu

Babasını gırtlak, annesini pankreas, kardeşini mide kanserinden kaybeden Yüksel Canbolat’ın iki kardeşi de meme kanseri. Kolon kanseri tedavisi gören Canbolat ‘kanserden değil, geç kalmaktan kork’ diyor.

canpolatkolon.hmedium İSTANBUL – Genetik geçişli bir hastalık olduğu için, ailesinde kanser öyküsü bulunanlar tedirginlik yaşıyor. Ancak kanserin erken teşhisle tedavi edilebilir bir hastalık olduğu unutulmamalı. Bunun iyi örneklerinden biri de ailesinin kanser açısından “sabıkalı” olduğunu söyleyen emekli milli eğitim müfettişi Yüksel Canbolat. Kolon kanseri olduğu başlangıç aşamasında teşhis edilen Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Serdar Akça’nın tedavi ve yönlendirmesi ile sağlığına kavuşan Canbolat, kanserden değil, geç kalmaktan korkulması gerektiğini vurguluyor.

63 yaşındaki Yüksel Canbolat ve doktoru Doç. Dr. Serdar Akça, Canbolat’ın kolon kanserini yenme öyküsünü anlattı ve kolon kanseri ile ilgili önemli mesajlar verdi.

KOLONOSKOPİ İLE ZAMANINDA TEŞHİS
Babasını gırtlak kanserinden, annesini pankreas kanserinden, kardeşini mide kanserinden kaybeden Yüksel Canbolat’ın iki kız kardeşi ise erken dönemde teşhis edilen meme kanseri geçirmiş. Canbolat’ın kendi kanseriyle tanışması ise 50 yaşından sonra olmuş. “Zaten kontrollerimi yaptırıyordum” diyerek söze başlayan Canbolat kansere yakalandığını nasıl öğrendiğini ise şu sözlerle anlatıyor:

“Bir gün anüsten bir pıhtı geldiğini gördüm. Bunun daha sonra kanserle bağlantılı bir durum olmadığını öğrenecektim. Ancak yine de bu belirti Doç. Dr. Serdar Akça’ya gitmemi sağladı. Serdar Bey beni hemen kolonoskopiye aldı. Bu işlemde poliplerin dağılmış olduğunu gördü. Biyopsi alındı. Biyopsi sonucu kanser teşhisi konuldu. Beni hastaneye getiren önsezim doğru çıkmış oldu.”

KEMOTERAPİ VE RADYOTERAPİYE GEREK KALMADI
Kolon kanserini ilk aşamasında yakalayan Canbolat, kemoterapi ya da radyoterapiye ihtiyaç duymamış. Zaman kaybetmeden ameliyat olarak hastalığı yenebilmiş. Bağırsağının yüzde 50’si alındığı için bir dönem sadece hazımsızlık problemi yaşasa da bunun da artık geçtiğini söylüyor. Canbolat “Kanser korkulacak bir hastalık değil” diyerek asıl korkulması gerekenin geç kalmak olduğunun altını çiziyor. Özellikle ailesinde, birinci derece akrabalarında kanser olan insanların kontrollerini ihmal etmemesi gerektiğini vurguluyor. Doktorlarla işbirliği yapılmasının önemine dikkat çekiyor.

KOLON TARAMASI İHMAL EDİLMEMELİ
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Serdar Akça da erken evre kolon kanserinin belirgin bir bulgu vermese de önlenebilen bir kanser türü olduğunu belirtiyor.

Dr. Akça, “Kolon kanserlerinin çok büyük bir çoğunluğu bağırsakta polip olarak adlandırılan bir et parçasının büyüyerek kanserleşmesinden gelişmektedir. Polip evresinde yakalan durumlarda polipin çıkartılması kanser oluşumunu önlemede yeterli olmaktadır. Polip çıkartma işlemi ameliyatsız, endoskopik olarak yapılabilmektedir. Bu nedenle insanlar belirgin bir risk taşımasa da 45-50 yaşlarında kolon taraması için doktora başvurmalıdır. Yakın akrabalarda kolon kanseri var ise bu tarama 35-40 yaşlarında yapılmalıdır” diyerek rutin kontrollerin önemine dikkat çekiyor.

Tedavi sonrasında birkaç yıl süreyle sıklıkla doktora gidilerek kanserin tekrarlayıp tekrarlamadığının kontrolünün yapılması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Akça, kan testleri, dışkı testleri, usg, tomografi ve kolonoskopi gibi tetkiklerin de belli aralıklarla yapılması gerektiğini belirtiyor ve bu kontrollerin haricinde normal bir hayat sürülebileceğini anlatıyor.

‘KANSERDEN KORKMADAN YAŞIYORUM’
Yüksel Canpolat, kendisine kanser sonrası hayatı sorulduğunda;”Öncesinde hayattan nasıl keyif alıyorsam aynı keyifle yaşantıma devam ediyorum. Kontrollerimi ihmal etmiyorum. Çocuklarımın kontrollerini ihmal etmesine izin vermiyorum. Bu sayede kanserden korkmadan yaşıyorum.” diye cevap veriyor. kaynak