Mikroçiple kanser teşhis edilebilecek

Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toner ve ekibi tarafından geliştirilen kandan kanser teşhisini sağlayan mikroçip, diğer ülkelerde de denenebilecek seviyeye geldi.

Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Massachusetts Teknoloji Enstitisü (MIT) Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Toner, kanserin erken teşhisi için geliştirdikleri mikroçipe ilişkin, “İkinci jenerasyon mikroçipin daha geniş çaplı denenmesi için çalışmalarımız var. Bugün test edilebilmesi için onbinlerce mikroçip yapmamız artık mümkün” dedi.

Toner, Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi tarafından düzenlenen “İstatistiksel Fizik Günleri” toplantısında yaptığı konuşmada, 10 hastadan 9’unun kanserli hücrelerin yayılması nedeniyle yaşamını yitirdiğini söyledi.

İnsan vücudunda 5 litre kan bulunduğunu belirten Toner, bir mililitre kanda ise yaklaşık 8 milyar hücre yer aldığını kaydetti.

Toner, kandaki kanserli hücreleri bulmak için 2007’de mikroçip geliştirdiklerini anımsatarak, “Hastadan alınan kan, kredi kartı büyüklüğündeki bu çipte bulunan mikron seviyesindeki kolonların içinden geçiyor. Bu, çip üzerinde bir tek tümörlü hücrelerin kalmasını sağlayan bir teknolojiydi. Bu kolonların hepsi bir antikorla kaplanmıştı. Antikor kanserli hücreyi tanıyor fakat kan hücresini tanımıyordu. Kanser hücresi bu kolonlara değerse yapışıyordu. Burada 100 bin kolon var. Saniyede 2 milyon hücreye bakıyoruz” dedi.

– Genetik hasara göre tedavi

Akciğer kanserinde birçok genetik lezyon bulunduğunu belirten Toner, şunları söyledi:

“Bu lezyonlar özel hedeflendirilmiş ilaca çok iyi cevap veriyor. Peki bu ilacın ne olduğunu nasıl bileceksiniz? Biyopsi yapmanız lazım. Akciğerde sürekli biyopsi yapmanız mümkün değil. 4 çok iyi bilinen ilaç var. Eskiden akciğer kanseri hastalarına bir grup gibi bakarken, son 5-10 yılda çıkan hedeflenmiş tedaviler neticesinde genetik lezyonuna göre ilaç verilebililiyor. Bugün akciğer kanseri, melanoma, göğüs kanseri gibi aşağı yukarı bütün kanserler küçük gruplara ayrılmaya başlandı. Bu lezyon varsa ‘bu ilacı verin’ denebiliyor ama bu kararı verebilmek çok önemli. Eğer kanda dolaşan hücreler primer tümördeki lezyonları taşıyorsa, bunu kan testiyle yapabilmeniz mümkün. Bu lezyonları kanda dolaşan hücrelerde bulabiliyoruz. O zaman hastayı rahatsız etmeden, biyopsi yapmadan ve bunun yan etkileri olmadan sürekli takip etmeniz ve klinik karar vermeniz mümkün. Dolayısıyla bu büyük bir patlama yaptı.”

Toner, ilk geliştirdikleri mikroçipten memnun kalmadıklarını vurgulayarak, “Çünkü tanesi 500 dolara mal oluyordu. Silikondan yapıyorsunuz halbuki bunu plastikle, daha ucuz tekniklerle yapmak verimli olabilirdi. Bu nedenle ikinci jenerasyon dediğimizi plastik mikroçipi ürettik. Bunun da özelliği zik zak çip olması. Kan zik zak çizerek mikroçipte dolaşıyor. Alttan üste giden kolonlar yok . Dolayısıyla bunun üretilmesi çok daha kolay” dedi.

Bu mikroçip sayesinde hastaların basit bir testle doktor ofisinde bile takip edilebileceğini, hasta tedaviye cevap vermediğinde ilacının değiştirilebileceğini kaydeden Toner, bugün bunlar yapılamadığı için kanser hastalarının zor durumda olduklarını anlattı.

– Mikroçip diğer ülkelerde de denenebilecek

Prof. Toner, kanserli hücre bulunduğunda bütün genetik yapısına bakılabileceğini ifade ederek, “Hücrelerde yaklaşık 30 bin gen var. Orada bir fark varsa, bu bizim hastayı tedavi etmemiz için yeni ilaçlar geliştirmemize yardımcı olacak. Bu çok önemli” diye konuştu.

Toner, ikinci jenerasyon mikroçipin daha geniş çaplı denenmesi için çalışmaları olduğuna dikkati çekerek, “Bugün test edilebilmesi için onbinlerce mikroçip yapmamız artık mümkün. Yakında diğer ülkelerde de denenebilecek” dedi.

Kanseri durdurmanın yolunun erken teşhis olduğuna işaret eden Toner, “Kanseri üçüncü ya da dördüncü evrede yakalarsanız hastaların yüzde 90’ı ölüyor. Pankreas ve akciğer kanseri üçüncü ve dördüncü evrede yakalanabiliyor. Birinci evrede yakalamanız çok nadir. Erken yakalarsanız insanlar daha uzun yaşayacak ve tedavi masrafı çok daha az olacak” diye konuştu. Kaynak