Kanseri oluşmadan önleyin

bxp139923s Günümüzde sürekli gelişen tedavi yöntemleri hastalıklar oluşmadan önüne geçilmesini sağlayabiliyor.

Kanserin yaygınlaşmasıyla beraber tabii ki tedavi yöntemleri de sürekli gelişiyor. Gelişen tanı yöntemleriyle hastalığa erken tanı konabiliyor, hatta hastalık oluşmadan engellenebiliyor. Yeni geliştirilen ilaçlar ise hem hedefe yönelik hem de daha az yan etkiye sahip. Yani burada vücuttaki normal hücreler korunarak, sadece tümör hücreleri yok edilmeye çalışılıyor. Anadolu Sağlık Merkezi’nden medikal onkoloji uzmanları kanser tedavileri ve erken tanı yöntemleriyle ilgili soruları yanıtladılar.

“Kanserde erken tanı için yapılan testler önemli ”

Prof. Dr. Haluk Onat

• Kanserde erken tanı ne kadar önemli?

Çok önemli. Tanısı erken konabilen ve tedavi şansı daha yüksek olan kanserler arasında kadınlarda meme kanseri ve serviks (rahim ağzı) kanseri, erkeklerde ise prostat kanseri  görülüyor. Hem erkek hem kadınlarda ise kalın barsak kanseri ile deri kanserleridir. Akciğer kanseri sık görülen kanser türü, ama akciğer kanseri erken dönemde tanısı konulduğunda bile, tedavisi diğer kanserler kadar başarılı değil. Akciğer kanserinde önemli olan korunmadır. Korunmanın yolu da sigara içmemektir. Her sağlıklı kişi belirli bir yaştan sonra, yılda en az bir kere ayrıntılı muayeneden geçmeli.

• Bu tetkiklere hangi yaşlarda başlamak gerekir?

Kanser her yaşta farklı görülmekle birlikte, genellikle 40’lı yaşlardan sonra sıklığı artan bir hastalık. Çocukluk yaşında ya da gençlerde de görülüyor, ancak bu oran yetişkinlerde görülenlere göre daha az. Bu nedenle 40’lı yaşlardan sonra özellikle kansere yönelik tarama testlerinin yapılmasını öneriyoruz. Ama ailesinde sık kanser görülenlerde –özellikle meme ve barsak kanserinde – bu daha erken dönemlere de alınabilir.

• Yapılan incelemelerden biraz söz edebilir misiniz?

Sağlıklı kadınlar, serviks (rahim ağzı) kanserinin erken tanısı açısından 20’li yaşlardan itibaren her yıl  jinekolojik muayene ve pap smear testi yaptırmalılar. Kalın barsak kanserinin erken tanısı için de 40 yaşından itibaren yılda bir kez dışkıda kan olup olmadığına bakılmalı. Kolonoskopi tarama yöntemiyle de kanser ya da kansere yol açabilen polipler belirlenebilir.

• Prostat ve deri kanserinde erken tanı ne kadar önemli?

Prostat kanserinin erken tanısı için 45-50 yaşından itibaren erkeklerin yılda bir kez makattan muayene olmalarını ve prostatlarını muayene ettirmelerini öneriyoruz. Ayrıca PSA testi de yaptırılmalı. Deri kanserleri içinse, derideki doku bozukluğunun izlenmesi ve şüpheli görülen deri lezyonlarının çıkartılması ve yine şüpheli görülenlerinin takip edilmesi erken tanı açısından çok önemli.

“Her kanser türünün tedavisinde kemoterapi gerekmeyebilir”

Prof. Dr. Necdet Üskent

• Kemoterapi nedir?

Kemoterapi, kimyasal ilaçlarla kanserin tedavisidir. Kanser denilince akla kemoterapi gelir, ancak her kanser türünün tedavisinde kemoterapi gerekmeyebilir. Kemoterapi tüm vücuda yönelik olarak yapılan bir tedavidir. Hastalık vücuda yayılmışsa esas tedavi olarak kemoterapi uygulanır. Gerekiyorsa cerrahi ve radyoterapi de tedaviye eklenebilir. Erken dönemde ise birçok kanser türünde, cerrahi ve radyoterapiye ek olarak kemoterapi eklenilebilir.

• Kemoterapide kullanacağınız ilaçları neye göre belirliyorsunuz?

İlaçları hastalıklara göre seçiyoruz. Yani her hastada aynı ilaçlar kullanılmıyor. Ama aynı ilaç, değişik tipteki kanserlerde kullanılabiliyor. Örneğin bir ilaç hem akciğer kanserinde hem de meme kanserinde kullanılabilir. Ayrıca, hedefe yönelik ilaçlar da var. Bunlar kanserin büyümesini ve yayılmasını engelleyen ilaçlar. Bir de bu tedaviler sırasında kullandığımız destek ilaçlarımız var. Örneğin kemoterapinin neden olduğu bulantı ve kusmayı önlemek veya kemoterapinin kemik iliğindeki hücrelerin üzerinde oluşturacağı baskılayıcı etkisini önlemek için kullandığımız ilaçlar gibi.

• Kemoterapinin yan etkileri hâlâ aynı mı?

Evet. Maalesef kemoterapi ilaçlarının yan etkileri olabiliyor. Kanser hücrelerini öldüren ilaçlar aynı zamanda normal hücreleri de etkileyebiliyor. Ama destek tedavilerle yan etkiler azaltıldı, kemoterapi daha tolere edilebilir bir tedavi haline geldi. Örneğin bulantı ve kusma artık bugün önemli bir sorun olmaktan çıktı. Son olarak geliştirilen hedefe yönelik ilaçların yan etkileri, kanser hücrelerini öldüren ilaçlar gibi değil ama onların da kendilerine özel yan etkileri var.

• Kemoterapiye iyi yanıt veren kanser türleri hangileri?

Yayılmış kanserlerin bazılarında kemoterapiyle tedavi sağlayabiliyoruz. Bunların başında kan kanserleri, çocukluk çağı kanserleri, testis kanserleri geliyor. Bunlar, kanser yayılmış halde olsa dahi kemoterapiyle tamamen iyileştirme olasılığı çok yüksek olan hastalıklar. Meme kanseri, barsak kanseri, yumurtalık kanseri gibi ileri derecede olan kanserlerde de hastayı tamamen hastalıktan kurtaramasak bile, hastalığıyla birlikte yaşatabilmek, hastanın hayatını uzatabilmek ve yaşam kalitesini artırmak amaçlı kemoterapiler var. Kemoterapi, yayılmış durumda olan bazı kanser türlerinde ise çok az etkili oluyor. Deri kanserleri, böbrek ve karaciğer kanserleri bu gruba giriyor. Ancak bu hastalıklarda bile hedefe yönelik ilaçlarla hastayı uzun süre yaşatmak, hastalığını kontrol altında tutabilmek mümkün. Kemoterapiyi, meme, barsak, akciğer kanseri gibi bazı kanser türlerinin cerrahi tedavilere ek tedavi olarak erken dönemlerinde de kullanabiliyoruz. Bu tip tedaviyi erken dönemde ama tekrarlama yayılma riski yüksek olan kişilerde yapıyoruz.

• Kemoterapi ve radyoterapinin farkı nedir?

Kemoterapi ilaç tedavisi, radyoterapi ise radyasyonla yapılan ışın tedavisidir. Radyoterapi lokal bir tedavidir. Bazı kanserler sadece radyoterapiyle de tedavi edilebiliyor. Bazılarında ise cerrahiden sonra lokal kontrolü sağlamak, tekrarı önlemek amacıyla radyoterapi yapılabiliyor. Bazen kemoterapi ve radyoterapinin birlikte kullanıldığı durumlarda var.

• Radyoterapinin yan etkileri ne?

Bu yan etkiler, yapıldığı yere göre değişir. Örneğin tedavi sindirim sistemi yolu üzerinden geçen bir yere yapılıyorsa beslenmeyi etkileyebilir, ishal yapabilir. Ayrıca radyasyona bağlı olarak halsizliğe neden olabilir. Tabii bunlar geçici etkiler. Bu tedavinin uzman radyasyon onkologları tarafından yapılması gerekiyor. Ayrıca sağlam dokuların mümkün olduğunca korunması tedavinin önemli unsurlarından.